Dip
ışığı düşünmekle suçlanan çocuklar geliyorlar
gülüşleriyle ürkütüyorlar ölümün yatağını
artık bir neden kalmıyor uykunun bedelini ödemeye
kanla kapanmasına avuçlarımızın ve saklanmasına
yazdan kalmış tohumların bir bir çatlamasına
neden kalmıyor korkmamıza söndürülmüş ateşten.
türkiye, eylül 1980, bunu unutmuyoruz.
çalıları titreten rüzgârın elleriyle kapatmıştık
yüzlerimizi, bir ayrılığı izlerken.
görmek istememiştik çaresizliğin gözlerindeki
soruyu, yağmur izinde eve giden adamların
ceketlerindeki uçurumu, bir itiraz gibi akan
kızılırmak'ın sonunu ve umulmadık doğu'yu.
siren sesleriyle ara sokaklara dağılan öfke
şimdi bir zambağın şiddetiyle yeniden toplanıyor.
gökyüzü el konulmuş bir hak gibi duruyor üstümüzde
biz de katılıyoruz geri istemeye, alınanı
cerrahın gözlük camına düşen ışık nasıl kırılırsa
nasıl kımıldarsa bir batık, dip akıntılarıyla.
Salih BOLAT / Dip / ESMER / EYLÜL 2005