BAĞLAR GAZELİ
Azer Yaran'a
I
Sılam yürüdüğüm yollardadır
Yuvam gurbette
Bıraktım ömrümü en ücra köşelerde
Yedi coğrafyası çürümüş bir mozaik
Bir gazelhan türkü söylüyor duvar diplerinde
Evet, öyle bir derviş ki zaman
Bağlarım ellerimde
Yapraklarım üryan
Öyleyse o bağların gazeliyim ben
Bağlar gazeli
Sömürülmüş, kemirilmiş kuru
Toprağa kavuşacağı an
Herkeslerce beklenen
Kardeşim, yapraklara sar üşüyen yerlerimi
2
Telefonlarım çalıp durur an be an
Ben açmam, dostumu düşmanımı bilmem
Hiç sevgilim olmadı ki
Topuklarından öptürecek, bir üzüm tanesi gibi
Verecek ırzını
Hiçbir kalem elime uymadı
Bağlar gazeli
Belki seninle bu akşam
Yollara çıksam, mağaralara da sığınsam
Beni kimse sevmeyecek, beni
Telefonlarım çalarken an be an...
3
Yoruldum biraz, gökyüzüne bakalım mı
Niyeyse çabuk yoruldum bu akşam
Zavallı deniz!
Bir daha yağmurlar yağmazsa seni hatırlayamam
Üstelik bağlar da niye hala uzağımda
Değil, anlamam..
4
Saklandım. Kozalağıma sığındım
Güldüler: Ben-Sen-O / Biz-Siz-Onlar
Şehrim ölü asmalar serpiyor bu coğrafyaya
Ankara! İdamların başkenti!
Çocuklarının adını 'Deniz' koyan zevcelerin
Tarihine gülüyorsan ışıklarını söndür
Utanıyorsan, bayrağımı geri ver bana
5
Türkiye! Bağımın en kuru gazeli
Telefonları ikide bir yüzüme çarpan oğlum
Bak, burası Hayat kokuyor
Gencecik kızlar üzüm eziyor topuklarıyla
Dünya güzeli
Yurdumda çocuklar ölüyor
Barışın ve kardeşliğin has yüzü hevesine
Üzümler şaraptan anlamıyor...
6
Sevgili yurdum, dağlar, denizler, ovalar
Biraz da kendine sakla kendini
Başımda güneş, ayaklarımda kar
Bağlar gazeli
Bağlar gazeli
Uzat artık bana şu güzel ellerini...
EDEBİYAT ELEŞTİRİ / EYLÜL - EKİM 2005