BOZGUNDAN DÖNEN KUŞLAR ALTINDA
1.
resmini çiziyor gibi
ustaca
saklıyordun ellerini
2.
ben senin yokuşlarında
suya gidip dönemeyen
gençliğimi söylüyorum:
ak geniş duvarlar boyu
birden çakılmış kuşların
kaç leke kaldıklarını benden
ya da tam bir parıltıya
eğiliyorum yerde ki
etek ucunda bir damla bekâr
kanını savuruyor gökyüzü çok uzaklara
pek üzülgen pencerelerine kurulmuş
papyonlu sel sularına bakarak
ağıt yakan genç kızlar duyuluyor arada sırada:
sen hep kenar duruşundan mı içmiştin suyunu
ayakta kalmanı anlamını huyunu
zamanı fısıldar gibi dudak-öte kan zamanı
birbirini gösteriyor yokluğa önümde geç kalmış ağaçlar