öç
terleyen avuçlarımla sımsıkı tuttuğum sessizlik
birazdan ay yükselir, orda uysal bir kedinin gözlerinde
kıvılcımlanıp durur ölüm... bütün evcil arzular aslına döner
gecenin çarmıhında yaslı bir peygamberin adaletidir öç
örümceğin ağını gerdiği aralıktan bakıyorum göğe
bir anlamı olmalı bu ıssızlığın ne kadar ürksem de
kilitlenip kaldım boşluğa... tekin değil kuşkusuz
seçerdim karartıları, uzansaydım ayakuçlarımın üstünde
sanki sonundayım henüz başlamadığım bir yolun
gözkapaklarımı zorlayan dünden kalma bir ağrı
gerçeğin ta kendisi... her sözcüğe gizlenmiş anlam
yazık verebilecek bir yanıtım bile yok kimseye