Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Özcan ÖZTÜRK

Daha Küçük Yazı Tipi Daha Büyük Yazı Tipi

şizofrenik eylül


fesleğenli ıslak geceyi yüzüne dolduran bendim. evet boşaltılmış kibirden sırılsıklam içimdeki peronlar ... uzaklara vardım, dinmedi kalbimde ki uğultu. kalıplaşmış bir fısıltıyım Uzak doğunun batı yakasında, eşkalimde gam. gözlerimde hicran yazgısı. suçunu arayan gezgindi dilim. yüreğimin iki yakası kavuşmaz sanmıştım; şehla: uçurumların çağrılı çocuğu, işlenmemiş her suçun ortağı sayılırım; yalnızlığım ele verse de yıpranmaktayım kent yığınları yığınları arasında, çirkefli caddenin göğsüne saplanmış paslı anıların hançeriydim. keşke bütün mevsimlerin sancısı gelip geçseydi gözlerimin ayazından. gövdeme damlayan arsız katran yanılgısı. hangi dile çevrilir begonya zamanından kalma destanlar. anlamsız yangınlar yaşadığım yüzyılın kalbinde lekeydim, nasıl taşırım her şeyi bir bir yuttum, iş makinalarının yatışmayan öfkesini, arka sokaklarda genzimi yakan tiner çocuklarını ne varsa yuttum... yıldızları örten sır dolu aynaydı yüreğimdeki toprak kayması. ölü denizin sesi yüzümde çığlığa dönüşürken devrim belleğimde sensiz kaldı. yitik zaman kırılırken. suskun isem alnım da esir leke, nicedir gizli inkarla bezenmiş sırrımsın. ince sulu sepkenler yıkadıysa ruhumu; böyle naçar kalışım ondan kırılgan aynaya ses versem yalancı şahit sayarlar beni içi kayan her aşkta... şiir sönünce anladım. ayırsam desteli gecekondu düşlerimi, perişan şehrin kollarında serüvene çıkarsam yorgun gözlerimi. işlemediğim günahlar sevabıma bir bir yazılsın lal dilim. ah gözlerindeki rüzgârın uğultusu denizde sabırsız iklim, hangi yalnızlığını doldurdu kalbimin bozkırı. ıpıssız vadide sardunya yaprağına ilkyazdım gözümü diktim. rüzgârlar gelip geçti aşk kapısından. senin rüzgârın çarptı beni karayel misin girdin koynuma. gözlerinde rüzgarın aşka adanmışlığı vardı da bir ben yoktum, yoklar içinde çürümüş argın dalında. Bağdat’ın yaralı bilincinde sızıydım, her gece uyandığımda eğrelti otları hummalı katran gibi ilerliyordu tansiyonlu gözlerimde, bir hiçlik duygusu uyuşturdu ortadoğuyu. sızıp kaldım. ölü doğduğum denizlerde barışın adı anılmaz oldu anladım. ömrüm karartma gecelerinde mum ışığı aradım kalkalbinizde, yoktunuz kala kaldım; yüzümü gömdüğüm şehrin dehlizine. elbiselerimi parçaladım. çocukluğumu. sonra saçlarımı etrafa saçılan erotik yalanlarınız Pentagon çekmecesinden hınçla taştı postmodern atom çağı:
- ey iki yüzlü şehir cambazları yine kurtardınız kendinizi sanal aşklar müzesinde...
moda olduğu söyleniyor sanal özgürlük günlüğü; ağzımı dolduran pembe zambaklar, kasıklarımı saran G-7 başlı ejderha uğultusu, sığınakta seviştiğim günlerin anısı tutuşturur özürlü bilinç. hantal bir çağın zırhını düşürmeye benziyor gürültülü esneyişim. ah. sevgilim biz kavgayla sevişmeyi karıştıranlardanız, işte bu yüzden ağzım doluyken aşk şarkıları çıkmıyor bağışla. genişletilmiş ortadoğu ve uzey afrika projelerinde yerim hazır, Akdeniz’in kasıklarında sarışın afet pazarlığı yaralı bilincim. dudaklarımda mor çürüklü zambak yuvaları, gen haritası bozuk ellerim, dağ çileklerinin korkusu anlımda leke kaldı, gel hadi öp beni. ruhum ucuz aşk romanlarında patlak verecek duygu. dudaklarım tatminsiz savaş pazarlığı yapmaktan yoruldu. nereye kadar gider bilmiyorum günler ağır geldi, gece boyu ağzı pas kokan ejderhayla boğuştum üstüm kan revani, yüreğimiz işgal altında on bir eylül curcunasında iyiyle kötü... ellerimi soğuttu morgun taş levhaları, bir içim su tutarsız belleğe dönüştü yitip giderken zaman, eski bir alışkanlık şiir kitaplarında insanlığın aşkını barışta aradım, ne kadar yüzümü yıkasam da temizlenmiyor, iki yüzlülük, birisini temizlesem diğeri kirlenmeden yana...


Tuzluçayır/Ankara


 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa