GÜZÜN AÇAR ANNEÇİÇEĞİ
Nedense hep güzleri açar Yüreğimde anneçiçeği Arka bahçesi birbaşına gülüşün Karaköprü günleriyle sararır şimdi Yitik mevsimi çocukluğun
İçten içe göveren düşgülü Kargaların uğrağı o yeşil tarla Gece boyu dişlediğimiz şekerpancarı Belleğin sarnıcında yediveren
Geçip gitti ne zamandı Tahta çubuğa sarılı macun Ellerimiz ayçiçeği mürekkep karası Küçük balıklarını kaçıran ırmak Yeniden yaşatır kendini
Yazlık sinemalarda misket havası Kaftana bürünmüş kızlar Utangaç kasaba gelini
Gözleri kötürüm bir keman Usulca gurbeti çalar Solar imgelemimde anneçiçeği
Ne kaldı İncecik çocukluğumdan Çördüğü ağacı Bahçenin gizinde annemin yüzü Olduğundan daha mı yakın
Güz yaprakları öreninden Dutluk'a doğru uçar telgraf direkleri Ateş Okulu gurbetindeki kuşlar Sessizce süzülüp geçer
Nasıl epridi tığ işi perdeler Sevgiler değil Yere bakan soyunuk pencerelerden Fışkıran fesleğen kokusu
Ne zamandı Karlı gecelerden geçip giden Köylerden, uçurum çoğaltan ayrılıktan Bozkırda unutulmuş istasyon ıssızlığı
Yalnızlığa açılan ikindi avlusu Ne kaldı senden: eski zaman acısı
Güzün açar anneçiçeği...
|