Ayak Sisleri
Ben ölümün haritasını avucumun çiği gibi...
Güneşin hiç batmayan evlerinden bir coğrafya kurduk annemle
Denizi gözümle avuçlar gibi sesime yürümek için şaşkındık
Siz hiç söz diplerimden fener yapmadınız anlaşılan
Hadi siz pamuk prenses olunan yüzünüzle bakın hayata
Annem de yedi cüce çıkarsın her bir köz pınarından
Ama gelemem evinize
Beyaz bir düğüm bizim güneşin rengi
Eğer ben deniziçi yorgan örtmediysem yorgun kayıklarınıza
Vardır bir çelebi
...öpüyorum aydınlığınızdan
Islandınız mı
Cüceleriniz mi okşadı saçınızdan
Açın düşlerinizi annem geliyor
Dediğine bakılırsa güneş doğurmuş babamı
Hep gülümsemem bundan
Ben ölümün haritasını avuçlarımdan temizleyeli...
Benim de bir harfim eksik bazen ‘hazin’ gibi
Çok geldiği zamanlar da olmadı diyemem sözcüklerin
Kim ‘yara’ kalmak ister
Tam da böyle zamanlar dönün ayağa
Bakın hayatın bir ucuna geniş açıdan
Ve bir ucunda geniş uykudan kepenkler
Sırtından gözlükler çıkaran bir avluyum ben
Siz bakınca ben de görüyorum
...üşümedim salıncağınızda
Gerekmiyorsa kımıldamayın
Ama ben gülümsemeden
Sizin evinizde gülümsemez yağmurlar
Boşuna bulutların altını bağlamayın