GÜL SOKAĞI
sohbete üç şeker atardı halam
çiçekli elbiseler biçerdi sabaha
iki oda bir salon yüreğine
işlemezdi Istıranca’nın kurşun rüzgârı
takır takır takredin
içindedir nasredin
kapağı açık ibriklik etrafında
o minderdi, biz arsız kedilerdik
beyaz bisikletli bilmeceleri,
karanfil dökerdi Rumeli ağzı
iki tulum pazı
içindedir gazı
bol ekmek az düştozu köfteye
leblebi yemezdi kuru üzümsüz
yüz görümlüğü vermeyip hüzünlerine
yeni yetme dizeler yazardı yaşama karşı
ay gibi attu
aymeden mettu
şarkılı akşamların nihavent makamıydı
çocuklara damla sakızlı muhallebi
kartopu, aytopu tekerlemeleri
ahşap bir kentin gül sokağıydı...
ay mani mani
din doni doni