ÖLÜ BİR ÖĞRETMENE ARMAĞAN
Mutlaka, mutlaka gecikmeli de olsa;
bereket yağar, çorak yüreğin topraklarına...
Ayzemer’den (Alzheimer) ölen öğretmene,
ölümünden sonra, gelen mektup gibi...
Çevresinde çok sevilen bir öğretmendi...
Kimsesizliğini öğrencileriyle paylaşıyordu.
Seve seve öğrencilerine vermişti elli yılını.
Onları, iyi eğiteyim derken, ihmal etmişti ihtimal, üç oğlunu...
Oğulları da gençliklerinde yaban ellerine
Giderek terketmişlerdi analarını
Mektup; yabancı bir ülkeden geliyordu,
–Sanki, kelebekti uçup gidecekti, ya da kanatları incinecekti–
Çekinerek, içinde bir adres bulurum umuduyla, açtım mektubu :
Kayıp üç oğul yerine konmuş, vefalı bir öğrencisindendi...
Ve mektuptan çok, başka bir şeydi;
Sanki ayakta tutuyordu, ölmeyen insanlığı...
Zarftan çıkan fotoğraftan yayıldı, mucize :
“Hocam, konser vermeye geldik Japonya’ya.
Küçük Beyiniz yönetiyor bakınız...
Kocamanuluslar arası bu orkestrayı.
Saygılar sunar, ellerinizden öperim.”
İşte o an, Verdi’nin Requiem’i döküldü,
Gözyaşlarımla birlikte zarftan...
Nota nota içimi yıkadı, duydum.
Sağa sola uçuştu ölümsüz sesler,
Bilinmeyen bir mezarı arar gibiydiler...
O anı gördüm, yemin ederim...