DEPREM GAZELİ
Tarihimin çöplüğünde eşinip oyalanır giderim;
Coğrafyanızı, kırık fayınızı ayağıma giyer giderim...
İnzivasına bozulduğum yobaz su kuşlarına şaşırıp
Ruhsalınızı, toplumsalınızı, epiğinizi, topuklar giderim.
Yedi ceddinizin ağıtını okutup Sultan Süleyman’a;
Dilekçenizin soğuk koridorlarından basar giderim.
Deprem korkusuyla çırpınırken soyunuz sopunuz;
Kanlı katil çıkarlarınıza güler, nanik yapar giderim.
Çorak avuçlarımla, kırık kollarımla umarsız,
Geleceğimi önüme katıp güder giderim.
Aşkım mecalsiz, düşüm yorumsuz, umudum dalsız;
Üstüne bir de deprem için gözyaşı, kan döker giderim.
Binyılınız sizin olsun, gözünüzü toprak doyursun;
İhsan edilen günlerin coşkusuyla ben, geçer giderim...