NEHİR VE LİR
hayatı ”boyalı bir kuş”
düşer daldan boşluğa
kül suyuyla yunsa kefeni
ele vermez harlanacak közü
özü yitmiş ateşi neylesin kış
gül suyu serpilmiş musallaya
etinde yanardağ yalnızlığı
mil çekilmiş bakışlarına
işler güneş kumun kanına
çürür nehrin ve lirin tini
şahini evcimen kılar eli
yuvası yıkılırken kayalıkta
ayakta durmaya çalışan
yusufçuk yavrusudur zaman
karınca kalabalığındayken ay
avcıyla yıldızları sayar sansar
kesilen yerini acısı sarar
kırılır yirmiliği çıkmamış çene
sedyeye yatırılır yaseminleri
dişleri çentik atarken diline
eprimiş tek direkli çadırda
bir doğuma gebedir artık zaman
büyür binbir gece masalıyla
hırkasını sıyırırken dışarda yılan