Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Cahit Koytak

Daha Küçük Yazı Tipi Daha Büyük Yazı Tipi

Cennetin Tavan Resimleri (I)

gecenin saat üçü, zifirî karanlıkta,
bir keşişin yakarışları gibi;
göğe doğru isyanla yükselen
dev boyacı iskeleleri arasında
el feneriyle biri,
acı yonga, misk, terebentin
ve ağır yağlı boya kokan cennetin
tavan resimlerini
iskandil etmektedir.

adamın korkuları vardır,
korkunç teorileri...
ve adam hazırlıksız
yakalanmak istememektedir.

çünkü ona göre,
sabah kalktığımızda şehir
hunların eline düşmüş olabilir
yahut yahudi mahallesinde bir ana,
ruhani çalkantılarla,
haleluyalarla dolu
yeni bir binyıl için
yeni bir mesih
doğurmuş olabilir, mesela.

yine ona göre, her sabah
aklımızı kundağından çıkarıp
gözlerimizi oğuşturarak,
bakmamızı bekleyen
hep aynı aynalardan,
inmemizi bekleyen
hep aynı kapılardan,
geçmemizi bekleyen
hep aynı sokaklardan,
aynı sofalara açılan
aynı odalardan,
aynı masalarda
aynı adamlardan,
aynı adamlarda
aynı oyuklardan,
aynı sahnelerde
aynı oyunlardan,
aynı ayinlerde
aynı dualardan,
aynı lahitlerde
aynı mumyalardan,
geçerek oyula oyula,
geçerek ufala ufala...

...içinde dolaşması,
yıllarca her gece takrarlanan
bir rüya imiş gibi yavan
ve bezdirici
yeryüzü atölyesinden
içeri girdiğimizde...

örtüsünü kaldırıp,
yeni bir gün için
tamamladığı resmin;
bize her gün hep aynı kanavada,
her gün hep aynı manzaranın
kopyası gibi gelen,
ama yine de, günübirlik hayatın
eriyen konturları,
kağşamış figürleri arasında,
işte bir kez daha yeni,
işte bir kez daha büyük
ve mucizevi olanı-yani
cennetin tavan tasvirleri için
seçtiği son detayı-
gösteren ulu ressam,
bu gece tuvalini,
bir tek fırça olsun vurmadan,
bomboş bırakmış olabilir.

ya da resme başlamış,
bir şeyler çiziştirmiş
ama çizdikleri ressamı
apayrı bir zamana;
henüz nebüloz halde
yepyeni bir temaya
götürmüştür de hani,
her şeyi yeni baştan
- burada ve böyle sandığımız,
bildiğimiz,
baş edebildiğimiz-
her şeyi bir kez daha
ekstazla,
boyamak için belki...

üstümüze yanık bir çöl beyazı,
rüyalarımızın yüzeyi gibi kalın
ve kımıldayan
bir yokluk tabakası,
çektikten sonra tutup
fırçasını esirle yıkayıp temizlemiş
ve çengiler, orjiler arasında
bir lütuf çağı için
ışığı, müziği ve şiiri
şöyle bin yıllığına
kaotik bir uykuya
yatırmış olabilir, pekâlâ!

Defter / Bahar 2001

 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa