Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -
Yazar: Nezihe MERİÇ
Öyküleri - Öykücünün Hayatı

MAŞİNGA

"Adam, pencerenin önünde dikilmiş, yağan karı seyrediyor. Apartmanın sekizinci katında pencere. Sadece kar görünüyor; aralarda savrulan koyu duman renkleri, karın içinde bir görünüp bir kaybolan gökyüzü parçaları. / O dumanların arasında, küçük toprak evden bir kadın çıktı. Omuzlarını kısarak hırkasının önünü kavuşturmuştu. Üşüyordu. Koşarak evin kapısının yanındaki küçük ahşap kapıya geldi. Aceleyle kapıyı açtı. Ağzından, burnundan buram buram beyaz dumanlar çıkıp karlar içindeki çevreye yayılıyordu. Kapıyı açınca, ayaklarının dibine yuvarlanan tezekleri, aceleyle elindeki sepete doldurup kapıyı kapamasıyla koşup evin kapısından girmesi bir oldu. Pencerenin önünde kar yağışını seyreden adamın omuzlarından bir titreme geçti; birden uyanıverince, gördüğü düşü anımsayamayanın tedirginliğine benzeyen bir titreme. Gözlerini yumdu, ama tutturamadı. Yanaklarından süzülen gözyaşlarının ıslaklığına şaştı; elinin tersiyle silerken. Gözlerini açmadı. İmgeleminde yarım kalanı, düş gücüyle kurmaya çalışıyor.

Sonsuz bir kar dünyasının bembeyazlığı içindeki o toprak ev, Türkiye’nin uzak, çok uzak, Doğu illerinden birindeydi. Yıllardan 1930’ların sonu, 1940’ların başı. Kadın bir odaya girdi. Oda sıcacıktı. Orada bir maşinga yanıyor, üzerinde çaydanlık, etrafa kızgın sular fışkırtarak fokur fokur kaynıyordu. Kadın çaydanlığın kapağını araladı. Maşingaya bir iki tezek attı. Yandaki kapağı açıp kızaran böreğe bakarak kapadı. Köşedeki muslukta ellerini yıkarken güzel gözlü küçük oğlanın sesi duyuldu: "Anneeeee!" / Kadın sedire doğru seslendi:

"Yavrum! Uyandım mı sen?" / "Borek oldu mu?" / Kadın sedire oturup oğlanı kucağına aldı. Yanağından, boynundan koklaya koklaya öperek güldü. / "Olmaz mı?" dedi. "Borek değil kuzum. Börek de bakayım." / "Borek!" / "Borek diyen ağzını seveyim senin. Borek oldu. Az bekle, baba da gelsin, abiş de gelsin, ablaş da gelsin, çay demlensin?" Küçük oğlan, kollarını annesinin boynuna doladı. Hayalinde kurulan sofra için gülümsedi.

Bu öyle güzel bir manzaraydı ki, kar dayanamadı, lapa lapa yağmaya başladı. / Pencerenin önünde dikilen adam gizlice içini çekti. Tam o sırada, yanına gelen karısı, ona arkasından sarıldı. / "Oo! Kar amma da hızlandı," dedi. Adam yanıtlamadı. Kadın, başını onun sırtına dayayarak: / "Kar böyle yağınca ben hep dağ yıllarında sefer yapan kamyonları düşünürüm biliyor musun?" dedi. "Onlar için hep üzülürüm. Dua ederim." Adamdan ses gelmedi. Kadın bir önseziyle eğilip yandan, ses çıkarmayan kocasının yüzüne baktı. Gözyaşlarının izini görünce yanağında, ellerini onun pantolon cebindeki ellerinin yanına sokarak, usulca ensesinden öptü. Öpücük ona dedi ki: "İyi ettin: Çok hüzünlendi." Kadın da öpücüğe dedi ki: / Hiçbir zaman dünyayı bilemeyeceğim." O sırada adam onun ellerini tutarak cebinden çıkardı. Döndü onu omuzlarından sarsarak: "Sen
maşinga nedir bilmezsin. Bak sana anlatayım?" dedi."

Gülün İçinde Bülbül Sesi Var.


Nezihe MERİÇ

 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa