TEMİZLİK

                                                                                                            G. K. Chesterton’a

 

Basil Grant emektar hizmetçisi işten ayrılıp kasabasına döndükten sonra zorlanmaya başlamıştı. Yakın dostlarına kendisine ev işlerinde yardımcı olacak birini tanıyıp tanımadıklarını sordu. Önerdikleri kadın huysuz biri çıktı. Basil Grant, ne dese itiraz eden ve gün boyu surat asan bu kadına iki hafta katlandı, sonra yollarını ayırdı. Tavsiye üzerine gelen ikinci kadınsa temiz, munis birine benziyordu ama Basil Grant kısa zamanda kadının yapmayıp eksik bıraktığı şeylerden rahatsız olmaya başladı. Ne istese, kadın “peki” diyor ama yapmıyordu. Buna karşın pek munis, yumuşak huylu bir kadındı. Basil Grant bu kadına da sonsuza kadar katlanamadı, ama bu kez yeni durum en azından bir ay kadar sürdü.

 

Bir akşam Basil Grant bir arkadaş toplantısındaydı. Uzun yıllık şaraplardan biri açılırken şarap yanlışlıkla halıya döküldü ve vişneçürüğü bir renge boyadı. Ev sahibinin o sırada birine telefon ederek “Hemen, hemen!” şeklinde acele bir şekilde konuştuğu Basil Grant’in dikkatini çekti. Az sonra bir hizmetçi girerek halıyı temizledi. Davet kaldığı yerden devam etti.

 

Başka bir akşam Basil Grant saygıdeğer bir hanımefendinin verdiği bir öğle yemeğine davetliydi. Yemekte hanımefendinin yeni yaşı da kutlanıyordu ve her yaşı için bir kat pasta yapıldığı için ortaya Big Ben’le yarışan bir pasta kulesi çıkmıştı. Pasta masaya ulaşmış fakat henüz kesilmemişken, uzunluğu ve yetersiz mühendislik alt yapısı yüzünden iki sallanmanın ardından devrildi, sadece masanın bembeyaz örtüsü değil bazı misafirlerin de üstü, çikolataya ve pastanın üzerindeki şekerlemelere bulandı. Çok geçmeden gelen hizmetçi adeta bir ordu gibi hızlı ve organize biçimde çalışarak etrafı temizledi.

 

Hizmetçi işi bitip de başını kaldırdığında, Basil Grant onu bir yerden hatırladığını hissetti ama çıkaramadı. Ardından pasta üst kısmı uçmuş olsa da kesildi ve neşe içinde yendi.

 

Eve dönerken Basil Grant hizmetçiyi nereden tanıdığını hatırladı. Geçen akşamki toplantıda arkadaşının evinde gördüğü hizmetçiydi bu. Farklı ahbaplarının evinde, kısa zaman aralığıyla aynı hizmetçiye rastlaması Basil Grant’i düşündürdü ve merakına yenilerek durumu arkadaşına sormaya karar verdi.

 

Vakit geç değildi, arkadaşını henüz yatmamışken buldu.

 

Arkadaşı önce neden bahsettiğini anlamadı. Neden sonra bir kahkaha patlattı. “Basil, ömürsün sen! Neden daha önce akıl etmedik ki!”

 

Bu kez Basil Grant anlamıyordu. “Sevgili dostum tüm içtenliğimle itiraf ederim ki neden bahsettiğin hakkında en ufak bir fikrim yok!”

 

“Aslında söylenecek çok fazla bir şey yok. O gelen hizmetçi, Garip Ticaretler Kulübü’ne kayıtlı bir tüccar. Genel hizmetçilerden farklı sistemde çalışıyor. Acil işler için, büyük ya da küçük, istediğin zaman çağırabiliyorsun. Mesela sabah yataklarını toplamak zor mu geldi, arıyorsun hemen geliyor veya geç saatte bir yerin temizlenmesi mi gerekti, saate bakmadan yine geliyor. İşini çok iyi yaptığı için tüm çevrelerde giderek daha aranır hale geldi; yanına yardımcı alacağı söyleniyor. Dostum bu numarayı hemen ara. Bak, hizmetçi sorunun çözülmüş sayılır, değil mi?”

 

“Kesinlikle,” dedi Grant, dostunun uzattığı telefon numarasını alırken, “Sanırım sık sık arayacağım. Gerçekten çok memnun oldum.”

 

Evine doğru yürürken Garip Ticaretler Kulübü’nün bir kez daha karşısına çıktığını düşünüyordu. Başka bir zamanda, uzaklarda bir yerde.

Beyza ERSOY