Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Ayın Şiiri Yarışması » Temmuz 2009 Ayın Şiiri

 

Temmuz 2009 Ayın Şiiri

MOR YALNIZLIK VE SUYUN ÖLÜMÜ

Dokunduğumda yaprağına
Damarların titriyor gürültüyle
Sular damlıyor ucundan
Yudumladığın
Sen yaprağa
Yaprak bana eğiliyor

Mektuplar dökülüyor
Kasenin köşesinden
Turkuaz rengi
Yakarışlarım geri dönüyor
Gidiyorsun her seferinde
Gürültüsüz
Adama dönüyorum
Çepeçevre sen maviliğinde
Derme çatma kuytumda
İki büklüm kalıyorum

Kükrüyorsun aniden
Mavi siyah elbisesine sarılıyor
Dökülüyorsun benden aşağı
Nefes alamıyorum
Acıtıyor şiddetin

İskele üzerinde
Suya ağlıyor bir kadın
Aklı tenhalara kaçmış
Bir orkestra suyun ölümünü çalıyor
Su ölüyor
Orkestra susmuyor
Orkestra Issızlığı çalıyor
Benim yalnızlığımı
Mor yalnızlıklar
Mavi bakan

Kulağıma fısıldıyor şarkısını

Her yer sessiz
Sessizlik sen
Ben mektup kağıdı
Sen kağıdımda vurgun
Kanıyorsun kızıl rengi

S. İclal TİRYAKİ
04.07.2009- İstanbul

 

Dikkate değer şiirler: (Yazar adına göre abece'sel dizilim)

SESSİZLİK ŞARKILARI

1
Tik tak saatlerin ardından kök salmış savaştı papağan
Ve onca nota içinde en güzeli olmuştu sus
Vücudumuzdaki tüm kablolar yeryüzünü
baştanbaşa sarabilir
Diye değiştirildi bilgi
Geçmişe nazaran bizde geçecektik kum dağlarından
Sonra ne oldu her şey tek bir harf olsun istendi
Ama hangisi


2
'Sessizlik söylenmemiş sözlerden başka nedir'
FÜRUĞ
Damarlarımda bir sigara dolaşıyor
Bulsana
Kalbimin içi paslı çivilerle dolu
İçimde yüz küçük Japon harakiri yapıyor
Bir eğe gözlerime sürtüp duruyor gövdesini
Bir canavarın dönerek metali kesen dişleri
Dev bir iş makinesinin hayallerle dolu
Bir evi yıkan eli
Paslı bir jilet ucu anlatılanlar
Kanım zamanın kucağına
Kahverengi akıyor
Ve nedense susmak
Varlığa ihanet olarak algılanıyor.

Cihan SÖNMEZ

 

***

 

Şizofrenik Söylenceler Atlası-2

                  ilker GÖREN'e saygılarımla
                  bu bir öykünme şiirdir

1.
—Ateşte yanmayı öğren /dedi çocuk.
2.
—Mutluluk prangalı rüya arabalarıdır.
3.
—Sağır kapılara vurur mahkûmiyetin kanıtları
4.
—Yalnızlığa tamamsız günahlı tövbeler açar gözlerinde
5.
—Öfke ruhun zehridir /dedi çocuk.
6.
—Kendi ruhunu sahiplenen ölümlere çağırır cinnet
7.
—Çünkü acının dehlizleri sonsuz izlekleridir hayatın
8.
— Günahlarını yaz çağların boynunda asılı
9.
—Öldürmek tutkusunu tetikler mülkleştirme tutkusu /dedi çocuk.
10.
—Oysa taşıyana mülk değildir hayat
11.
— Musalla taşında üç metrelik kefen sarımı
12.
—Bütün kadınlar kendi çocuğuna doğar yüzünü /dedi çocuk.
12.
—Öyleyse kim öldürüyor iyi kadınları kuzum kim?
13.
—Biriktirilmiş yalnızlıkların penceresinden iki siyah boşluk gibi baktı aynalara adam
14.
—Siyah incilerini akıtırken yanaklarından
15.
—Beyninde burgulanan uğultusu uzak zaman bilgilerinin

coşkun edip SOYKAN

 

***


Sardunyam


Cefakar hem de vefakar
can çiçeğim
penceremin saçağında
yazın kavrulup kuruyan yaprakları
karışsa da yanık ağıtlara
mavi ezgilerin tınısında çıplak dalları
kışı yeşil entarisiyle karşıladı

Rüzgarla kırılıp düşen
düştüğü yerden yeniden biten dalları
tomurcuklandı baharda
gün doğumundan devşirerek renkleri
ekledi halis munis bakışlarına
yeni bir güne başlamanın coşkusuyla
selamlar dağıttı benim yerime eşe dosta
çünkü ben bir sardunya olamadım daha

Umutlarım ufalanıp kırıldıkça
beklentilerim umut kırıklarına bulandı
düştüğü yerde kurudukça dalım
umarsızlıklar içinde
acı sarı çığlıklara dolandım
ömrün bahçesinde tamken
gönlü yaslı yarım kaldım

Bir köküm var hayata tutunan
iki de dalım
ahh dalım
dallarım can damarlarım
iyi ki vardınız
iyi ki varsınız
yorgun ruhumun sığınağı
sardunyam
sen beni anladın

Ama sana
geçirdiğin zorlu kışı bilen
kalbi fesat düşüncesi haset
ruhu durgun dili vurgun
bir iki şapşal üç beş ukala
inancını bilmeden
ne arsız şey dediler

Umudun güz durağında
direnci övünçleyen
hayatı güzelleyen
bahar düşkünü
inanç yüklü yüreğim
üşüyüp ürperse de
kara kehanet yüklü söylencelere
biliyor ve inanıyorum ki
çok değil az bir zaman sonra
gülen günlerim olacak benim de

Süslenip güneşten damıttığım kristal ışıltılarla
ben de giyineceğim
üstü pembe çiçekli yeşil entarimi
donanmış iki dalımla karşılayıp
aşkla yaşayacağım erinci
direncimin kaynağı
şiirimin ecesi
sardunyam sen gibi

Demet Duyuler DOĞAN

 

***


yıldız’dan ötesi bir kara duman

yorgun bir temmuzdu en çok öldüğüm


engin akbaba- temmuz- antalya


***

 

ON BİR AYIN SULTANI

elin elimden düştü
ağladı parmakların
mandala
gözyaşı astım

gözlerin
kavruk iğde çiçekleri
koskoca bir Mayıs'tın.

Müslüm DANAOĞLU

 

***

 

Siyah, Beyaz-Davetlisiniz

kan almak ister demir
dokunur, buz gibi ölüm suya
soğutur damarlarda
sıcak kanı

tuz buz deniz
yüzer üstünde gemileri şehrin
bu gün savaş var davetlisiniz
hepiniz

***
yaşamak mı, ölüm yokken boşlukta
siyah gölgeler evvel toplandı
tutuldu tüm kuyuları sevginin
bu gün büyüğüz biz
açılan sümbül
çoğalan öfke

***
gecenin sonu, sabahın çok erkeni
henüz seçilmedi siyah ve beyaz
tutun, atın içinizden birbirinizi
daha gelmeden ışığın hükmü
beyaz hakim olacak
titremeden
dizlerinizin bağları çözülmeden önce
dar ağacında bekler
korkunun son demi

***
buz tutuyor sis
kurtların nefesinden yükselen

boş midelerden çekilirken safra,
kuyular petrol dolu

hadi saldırın hepiniz
siyah beyaz
soğuk sıcak
birbirinize

Yusuf BAL

Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa