Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Kitap İnceleme - Tanıtım » ÇİRKİN AĞACI / Sinan ORUÇOĞLU




Çirkin Ağacı

Çirkin Ağacı
Soner DEMİRBAŞ

Şiir, "ben" deki kırılmalardan parçalanmalardan yola çıkıp "öteki"ne açılma arasında kendini var kılar. Şair, bu yolculuğu düzyazıyla değil de şiirle yapıyorsa işi daha da zorlaşacaktır kuşkusuz. Çünkü düzyazı güneşi doğrudan gösterirken, şiir onu (güneşi) gölge de arayacaktır.

Sinan Oruçoğlu'nun Çirkin Ağacı adını taşıyan şiir kitabı güneşi doğrudan gösteren değil, onun izini gölgede süren bir ilk kitap. Her ne kadar bir ilk kitap olsa da şair bu ağacı yıllardır okuruyla birlikte oldurmakta idi. Kitaptaki şiirlerin sıkılığı da tam burada başlamakta.

S. Oruçoğlu, Çirkin Ağacı'ndaki yola-yolculuğa kendinden başlayıp yeryüzünün esrarını çözmeye heves ederek devam ediyor. Bunu yaparken de sözcüklerin şiir dili içindeki zehrinin, tehlikesinin ve doğru kullanıldığında bir o kadar da derinliğinin, çok anlamlılığının farkında .. Bu farkındalık şairi içinde bulunduğu evden ve içinde bulunan evden şiirler yoluyla bahçeye çıkarıyor. Orada onu yağmurlar ve ağaçların hem görünen hem de görünmeyen yüzleriyle birlikte rüzgarlar, sular ve yollar-yolculuklar bekleyecektir. Şaire de adını bavulunun içine yazıp yola koyulmak düşecektir: "bavulumun içine adımı yazıyorum"

İÇİNDEN GECE GEÇEN ŞİİR

C. Baudelaire, Kötülük Çiçekleri'nde okura kendi şiiri için "İç sıkıntısıdır bu!" diye sesleniyordu. Bunalan bir şairin (yoğunlaşan bir şairin de diyebiliriz) yapacağı tabii ki sözcüklere sığınıp o sözcüklerden oluşturduğu ormana girip bir ağaca sarılmak olacaktır. Böylece şair, şiir yoluyla tüm gerçeklikleri de tersine çevirebilecektir. Gecenin içinden geçen bir şiir yerine, içinden gece geçen bir şiir-şairle karşılaştıracaktır bu okuru: "uyudum sandıydım gece içimden geçmiş"

Cemal Süreya Victor Hugo' dan aktararak, "Şair! Bize yağmurdan söz etme. O yağmuru yağdır" diyordu. "yağmur yağsa yağmur gibiyiz / göğe baksam yağmur yağacak" diyen S. Oruçoğlu'nun yaptığı da budur dizeleriyle. Bu dizelerle okurun gözünü ve yüreğini gökyüzüne çevirebilmektedir. Orada okuru içine kapanan sözcükler beklemektedir. Bir sözcük ki bir şiirin içinde sesiyle ve anlamıyla ancak bu kadar keskin durabilir: "üzünç!"

Yine şairin diliyle söyleyecek olursak, aslında bu dünyada yaşadığımız her şey bir yanılsamadan ibarettir. Ne mevsim diye bir şey vardır ne de sözcüklerin dili. Tüm aradığımız "kendimizi acıtacak bir kıyı içindir" adeta. Bu arama ise hiç bitmeyecektir, "her insanın kıyıya vurduğu bir yer" olsa da.

Bir okur olarak kitabın en güzel şiiri saydığım "Çapak" adlı şiir aslında S. Oruçoğlu'nun tüm şiir serüvenini-birikimini gösteriyor. Böylesi bir yazıyı yazmak yerine bu şiiri tekrar tekrar okumayı yeğleyeceğimi de belirtmem gerekir!

Tekrar kitaba dönecek olursak, her şey konuşur Çirkin Ağacı'nda, "kıyıya iner her şey". İlhan Berk'in şiirlerinde tüm nesneleri konuşturması gibi S. Oruçoğlu da onları harekete geçirir sözcükleriyle-konuşturur: "ev söylenir / tüm bildiklerini" Şiiriyle bunu yapan, yapabilen bir şaire düşen ise elbette susmanın heybetini öğrenmek olacaktır. Böylelikle şiirleriyle evinden-odasından dışarı açılan şair tekrar evine-odasına dönebilecektir. İşte o zaman "aşk, çok heceli söylenmeli ama sessiz." Şair, diline dolanan bir evde dalgın1ığın da estetiğini kurabilmektedir. Orada "uzağına düşülen kadınlar" , "aşk oyunu çocuklar" vardır. Ev, tüm bunları bilip sarılmaktadır S. Oruçoğlu'na.

Yüzü hep uzağa dönüktür S. Oruçoğlu'nun. Dönüp dolaşıp o uzağa-uzaklığa bakmaktadır sözcükleriyle, ağrılı gerçekliğin içinden. Ve o gerçekliğin içinden harf .harf kurmuştur şiirini, gecelerini inerek. Bazı şeylerin ise nedeni yoktur ya da nedeni kendisidir: "insan bazen gider... "

Söz artık kendinden -şairden taşmıştır. Çirkin Ağacı'nın okuru da S. Oruçoğlu'nu şiire terk etmek için beklemektedir. O hala oradadır .

Çirkin Ağacı / Sinan Oruçoğlu / Yasakmeyve Yay. / 64 s.

 

Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa