Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

2016 PEN Şiir Ödülü Güven Turan’ın

Haber Tarihi: 2016-03-18






PEN Türkiye Merkezi tarafından her yıl Dünya Şiir Günü öncesi verilen şiir ödülü bu yıl Güven Turan'ın oldu.

Turan'a ödülü, 21 Mart 2016 Pazartesi günü, PEN Türkiye, Şişli Belediyesi ve Nazım Hikmet Vakfı’nın ortaklaşa düzenleyeceği Dünya Şiir Günü etkikinlikleri sırasında törenle verilecek. Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Vakfı Kültür Merkezi’nde 19.00’da başlayacak törende vakıf adına Turgay Fişekçi konuşurken, PEN Yönetim Kurulundan Tarık Günersel, Haydar Ergülen ile şairler Baki Ayhan T. ve Nazmi Ağıl da Güven Turan şiiri üzerine söz alacaklar. Tören Güven Turan’ın konuşması ve şiir bildirisini okumasıyla son bulacak. Tören ücretsiz ve herkese açık.

Güven Turan’ın okuyacağı 2016 Dünya Şiir Günü bildirisi

Bütün dünyayı saran kan, ölüm, sefalet kasırgası içinde, belki bütün bunların temel nedeni olan sevgisizlik, bol söz tüketip hiçbir iletişim kuramama karşısında sığınılacak, hayır, güç alınılacak, kuşanılıp karşı durulucak ne var? Bu soruya “Şiir” diye karşılık veriyorum. Evet, “Şiir”. Hani artık okunmadığı iddia edilip – bu, herşeyin sadece paraya dönüştüğü çağımızda “para getirmiyor” diye de tanımlanabilir – eskidi, devrini tanımladı diye nitelenen, itelenen şiir.

Oysa, bugün bütün bu safsata karşısında edebiyatın ve hayatın sorulması gereken temel sorusu şu bence: Şiirin günümüzde bir işlevi var mı? Bu soruya verilecek yanıt belirleyecektir şiirin ne durumda olduğunu. Kaldı ki ben şiirin günümüzde sadece işlevi değil, görevleri olduğuna da inanıyorum. Hatta işleviyle görevinin bir madalyonun iki yüzü gibi olduğuna da inanıyorum.

Bana göre şiirin temel işlevi “dil”le ilgilidir. On dokuzuncu yüzyılın hemen hemen ortalarında “Dil” Avrupa’dan başlayarak, ağır ağır tüm dillere sıçrayarak kirlendiğine, Yirminci yüzyıldaysa adım adım çürüdüğüne şahit oluyoruz. Artık hiçbir sözcük anlamını koruyamıyor günlük dilde. Her sözcük çarpıtıldı. Bu çarpıklığa karşı sadece şiir var sözün arılığını koruyan, koruma gizil gücüne sahip olan. Sevgi sözü sadece şiirde gülünesi bir anlam taşımıyor kanımca. Yada öfke sözü, eline silah almadan kızabiliyor, karşı durabiliyor haksızlığa, yanlışlığa.

Üzerinde durmak istediğim ikinci işlevi de gene dille ilgili. Yukarıda belirttiğim tarih dilimi içinde iletişim araçları arttıkça, yaygınlaştıkça şu Yirminci Yüzyıl’a bile rahmet okutan Yirmi Birinci Yüzyıl’da yol aldıkça, “global”leştikçe ( bir canavarın yüzündeki şirin bir maske bu sözcük, bütün dünyayı aynılaştırmak hedefi güden bir canavarın maskesi) korkunç bir gürültüye yol açmıştır. Herkes konuşuyor, kimse kimseye bir mesaj verme niyeti beslemiyor. Buna karşılık şiirde dil, en kapalı şiirde olanı bile, okuru önünde kristal berraklığıyla duruyor. Binlerce yıl ötesinden Gılgameş’i okuduğumuzda, Gılgameş’in dostunu yitirdiği anda ettiği sözleri taa içimizde duyabiliyoruz. Her şiir, dün olduğu kadar bugün de , dilin anlam aktarmak kadar duygu aktarmak da olan görevini yerine getiriyor.

Bir öz eleştiri yapmadan, eleştirdiğim noktalardan kurtaramam şiiri: Şiirin de gücünü, işlevini kötüye kullandığını çok gördük. Irkçlık yaptığını, savaş kışkırtıcılığı yaptığını, insanlar arasına düşmanlık tohumları attığını çok gördük. Bunlarla gerçek savaşı gene şiir verdi.
Bir saptama daha: Şiirin ölümsüz olduğuna inanıyorum çünkü şiir enerjidir bence. Dönüşür, ama asla yok olmaz.




Güven TURAN (1943 - )

1943’te Sinop'un Gerze ilçesinde doğdu. İlkokulu Gerze'de, ortaöğrenimini Samsun’da Maarif Koleji’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1968). Aynı üniversitede yüksek lisans (1973) ve İngilizce okutmanlığı yaptı. 1976-1995 yıllarında İstanbul’da reklamcılık alanında çalıştı, metin yazarlığı, yayın yönetmenliği yaptı.

İlk şiiri 1962’de yayımlandı. Şiir, öykü, eleştiri ve inceleme türlerinde yoğunlaşan ilk çalışmaları Türk Dili Dergisi, Devinim 60, Dönem, Yordam ve Alan ’67, Yazko Edebiyat, Gösteri gibi dergilerde yayımlandı. Yurtdışında, International Writing Program (ABD, 1980), British Council Cambridge Seminars (İngiltere, 1998), Voix de la Méditerranée (Fransa, 2002) gibi uluslararası etkinliklere katıldı.

Yapıtları:
Şiir:
Güneşler... Gölgeler... (1981)
Peş (1982)
Sevda Yorumları (1990)
Bir Albümde Dört Mevsim (1991)
İkaros’un Uçuşu (1993)
Toplu Şiirler (1995)
101 Bir Dize (1996)
Gizli Alanlar (1997)
Görülen Kentler (1999)
İz Sürmek (2001)
Cendere (2003)
Çıkış (2008)

Öykü:
Düş Günler (1989)

Roman:
Dalyan (1978)
Yalnız mısın? (1987)
Soğuk Tüylü Martı (1992)
Deneme-Eleştiri:

Kendini Okumak (1987)
Bakır Çalığı (1994)
Yazıyla Yaşamak (1996)
Çerçevenin Dışından (2004)
Süregelen (2005)

Çeviri:
Aşk ve İsyan (K. Rexroth’tan seçme şiirler, 1991)
Sınırsızdır Şiir (M. Holub’dan seçme şiirler, 1993)
Seçme Şiirler (L. Glück’ten, 1994)
Seçme Şiirler (W. C. Williams’tan, 1995)
Seçme Şiirler (H. D.’den, 1995)
Demir Adam/Demir Kadın: T. Hughes (2001)
Raşid’in Dürbünü (J. Mahjoub, 2003).

Ödülleri:
1979 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü / Dalyan ile
1990 Yunus Nadi Yayımlanmış Öykü Kitabı Ödülü / Düş Günler ile
1991 Yunus Nadi Ödülü / Bir Albümde Dört Mevsim adlı dosya ile
2004 Altın Portakal Şiir Ödülü / Cendere ile
 
 
 

Tüm Haber Arşivi
 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa