sibel eylül şiirleri

[Sibel Katırcı]

''Duyduk ki, bir daha Kuş getirmek sınıfa İntihar olmuş cezası Hal ve gidişat tüzüğünde Biz kuşları tutmuyoruz ki Kapıda koyveriyoruz Dönüp onlar ceplerimize giriyorlar N'apalım?''

[Sibel Katırcı]

bilemiyorum kim kimin evindeydi
bir zamanlar güle gürle gülle oynuyorduk
sonrasını pek hatırlayamıyorum
kim kime benim demişti de gülü kafasında parçalamıştı
yıllar yıllar sonrası düşünüyorum da
gül onun benim diğerinin olsaydı ne çıkardı
beraber gülüp beraber ağlamamış mıydık gül için
hepimizin gülü diyemedik bir gül için
şimdi biz mi gülü öldürdük gül mü bizi öldürdü
dikenlerimizi batıra batıra belki bir ışık umuduyla
aynı kapıya çıkarken elimizde kaldı kapının kolu
gülle beraber yok ettik birbirimizi
gelecek gelecek yıllar sonrası
bir diğeri küllerimizi karıştırıp
bütün kabahat kapınınmış diye
kayıtlara geçirmek üzere

düşünüyorum da 84 yaşındaki anneannemin kızılderililerle gizliden gizliye nasıl bir ilişkisi olabilirdi ki bügün hala kestiği tırnaklarımı çaputa sarmalayıp duvar deliklerine sıkıştırmamı istiyor üstüne üstelik hangi ara afrika üzerinden geçti de kuyruklu eğitici öğreticime kendi kuyruğunu verdi o esnada uyuyor muydum ne o gün bugün beynimin bütün köşe taşlarına tanrı oradaydı diyerek kaçıyorum
sarı gelin dolma yıros kebap kefte belly dans vakaası
hepimizin olsa ne çıkar
tanrı orada kaçıyorum

[Sibel Katırcı]

- Sevgili Eylül ‘Sizsiz Kalmış Kimse ‘ hakkında ne düşünüyorsunuz ?
- Hahahahaa bir şey düşünmüyorum pardon biri bensiz mi kalmış bu önemli haberi akşam 7,30 haberlerine yetiştirmesi için menajerimi arayacağım izninizle şekercim bak şimdi çok çok üzüldüm.
- ‘Vatansız Kağıtsız Kalemsiz’ çalışmanız çok beğenildi hemen hemen tüm edebiyat ve magazin dergilerinde yayınlandı bugün ülkede kişiliğinizle gerek sanatsal gerek de politik çalışmalarınızla önemli bir yer meşgulediyorsunuz.
- Hıhıhı evet evet yayımlandı pardon yayınlandı hangisiydi yaaa her neyse şekercim eş dost sağ olsun var olsunlar bir selamımla hiç kırmıyorlar ayy onlar baştacı ne desem ki yaaani anla ayol ne kadar değerliler çok şükür aramızda hiç kırgınlık olmadı bugüne kadar.
- En son hangi kitabı okudunuz ?
- Şey adı neydi aayy hatırlayamıyorum facebook’da da etiketlemişlerdi yeni çok satılanlar arasında ikinciliğe oturmuş üç gün içinde büyük başarı vallahi herkese okumalarını tavsiye ederim .
- Hakkınızda yapılan eleştirilere ne diyorsunuz?
- Eleştiri mi o da ne ki yahu hiç duymadım çok yabancı geldi bana hangi dilden bu canımcım eee hakkımda yapmışlarsa iyi bir şeydir herhalde.
- İnsanların sizi bu kadar sevmesini popülerliliğinizi neye borçlusunuz?
- Ayyyy çok duygulandım ben de onları çok seviyorum inanın facebook’da fack feet foot bütün book larda onların paylaşımlarını beğenip twit geçiyorum kuzularııım benim.
- Bize değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz Eylül hanım.
- Lafı mı olur canım çok yaşa gülümsettin yüreğimize ve emeğimize sağlık ama değil mi?

(-Ahahaha pardon şekercim bak köşede möşede paylaşacaksan bozuşuruz ona göre ayy kimse bakmaz oralara manşet canım manşet isterim anlaştığımız gibi ben de şimdi nette paylaşayım bari.
-Ne demek abla sana ulaşmak bu kadar zorken hiçbir ücret de almadan iyi ki varsın çok yaşa.
-Tamam tamam canım şimdi bir yardım kurumunun davetine katılacağım aayy fotoğrafçıları aradı mı acaba sanat yönetmenim her şeyi de ben mi düşünmek zorundayım canım benim işim bu önce konuşurum aylar yıllar geçer ister uygular ister uygulamam kime ne eee ama düşünmesi de sizden herkes benim gibi üzerine düşeni yapsa bari.Aloo aloo Metiiinnn aşkolsun sana emiii boyun devrilmeyesi iki saniye önce gönderdiğim fotomu haaalaa beğenmemişsin? Alacağın olsun bak listemden çıkarmazsam seni! )

[Sibel Katırcı]

görünürde sınırı olmayan dar bir alana onlarca resmi nasıl yerleştireceğini düşünüyordu
saatlerce saatlerce uğraştı sıçramalar oflamalar eşliğinde her defasında biri ötekinin içinden üstünden geçiyor ya da birbirinden ayrı kalıyordu ve görselliğini yitirerek kaotik bir yapı oluşturuyordu
usulca yaklaştı yüzünde beliriveren gülümseme haylaz bir kedinin gıdısından tanıdık okşama anıydı
siyah çerçeveli gözlüğünü bir ileri bir geri hareket ettirerek nefes alıp verdi
-‘düzeni karmaşık olanı, kaosunu çerçeve içine almazsan insanları korkutursun, unutma insanlar her şeyi aynı çizgide görmeyi, düzeni sever, bunu öğrenmek için beş yılımı verdim’ diyerek sırtını dönüp çekip gitti.


‘’Çivi ‘’ sibel eylül çalışması pek yakında facebook sayfalarında tıklayıp okuduğunuz takdirde 8 kilo vereceğinizi garanti ediyor.

[Sibel Katırcı]

1.bizlere benzemiyorsun
1:1 akşam oldu sabah oldu üryanlığım levililerden oluştu seçilmişlerin seçilmişliğinin [1] sırlarının bekçisiyim nasıl anladın
1:2 kafatası farklılığına baktım iyi olduğunu gördüm [1]

[Sibel Katırcı]

o budur bu şudur şu odur
kabahat kimin biz böyle aşılandık
hepimiz uzun atlamada bir numarayız

[Sibel Katırcı]

‘’üzümü mü yemeye çalışıyorum bağcıyı mı dövüyorum’’
hakkımı arayacağım diye kelebek gibi yola çıktım hep ben hep ben diye bağırarak arı gibi soktum
hiç bilemedim bir ucum saldırganlık diğer ucum çekingenlik ortasında atılganlık
hiç kendimden hoşnut kalmadım ki başkasından da hoşnut kalayım
özgürlük dediğin denge işi bilgelik işi çare siz
ölüme mi hizmet ettim yaşama mı
şimdi yargıla beni

[Sibel Katırcı]

azılı sosyalist şairin can dostu diyor ki utandığından her defasında ben alıyordum porno video kasetlerini azılı utangaç sosyalisti utandıran neydi?bunca şaşılacak şey arasında bu da şaşırtmadı beni /


hiçbir şeyden anlamayan cahalın günlüklerinden kısa notlardan

[Sibel Katırcı]

hiç bilmediğimiz küçük mağaraların büyük olurmuş nehirleri
bunu dünyanın dışında herhangi bir yerde anladım
herkesin gerçek budur diye inandırıldığı zamanda
düş zayıflığımdır otobüs durağında bıraktığım kırmızılı
orada ve burada değil onu da değil ama
hâlâ arıyorum gerçek değil

[Sibel Katırcı]

Kapatma Kapıyı Aralık Kalsın

Düş yorgunu kerpiç eve yolu

Bölüm 6

(uyanış…)

öncesi vardı insan olabilmenin bunun için bütünleşmeliydi cevapsız sorularının kaynağı olan doğayla, ezberledi taşlarını
rengârenk çiçeklerini patika yollarını heybesine saklandı zaman
koyuldu yola eğildi izin istedi küçük derenin kurtçuklarından
paylaşmak için suyunu avuçlarında yudumlamayı, kuş cıvıltılarıyla şarkı söyleyerek kucak açtı dağlarının en zirve noktası çekti içine hiç bırakmamacasına havasını toprağın kokusu serildi en bâkir bölgelerine
resimler çizdi durdu bulutlar en mavisinden semalarının,
yumdu gözlerini usulca sokuldu rüzgâr yorganı oldu örttü bedenini.

gece kürsüsüydü başladı yıldız'ı güneş'i ay'ı anlattılar sevmeyi emeği paylaşmayı var olmayı, gece kürsüsüydü başladılar öğretmenleri anlatmaya sonrasında sorgulamaya
-'ben ' dedi, 'ben kader çizgilerinin en inatçı direnişçisiyim'. o uyudu gecesi uyudu gündüzü uyudu denizi anlattı ateşi suyu anlattı çölü kumu kayaları dağları ırmakları anlattı koştu mevsimleri yıllara…
-'uyanma vakti geldi' dedi, heybesinde unuttuğu zaman
bir dalın kırılıverişiyle…

seher vakti uyurken dünyalı açtı gözlerini baktı düzenin düzensizliğine
düzensizliğin düzenine savaşlar işkenceler açlıklar bencillikler cehâletler
anlaşmazlıklar ihanetler '
-‘öncesi vardı' dedi, fısıldayarak bütünleşmişti büyümüştü doğayla bilgiyle sevgiyle
-'hükmün' dedi sorgulayıcıları
insan doğayla zıtlaşan
-‘cezan' dedi sorgulayıcıları
insan bu zıtlıkta en üstün olan

Sibel Katırcı