|
|||
---|---|---|---|
|
#1
|
|||
|
|||
![]()
Aşk Yakışmıyor Hüzne
gözlerin kalbimi ayrılığa iliştirmeye mi geldi, oysa insan sevince göğe yakışmıyor muydu? alın yazısı denen ayeti yırtan içimizdeki vadiyi, kirpik uçlarımızdaki çiğ tanelerini ve kuşları, ketum sulara emanet etmek uzaklığın acısı olmalı görmüyorsun biliyorum, ama bize vakur ağrılar, sönen ışıkların bıraktığı karartılı boşluklar kalacak oysa cebimde rüyalarımızın sinema biletleri duruyor versen elini, uzanıp gideceğiz mavi ufku diriltmeye biliyorum, gözlerin kalbimi uğurlamaya geldi güvercinlerin pencereye konmayışından sezdim yemin değeri olmayan gözlerime bakmıyorsun bile bu kenti ve seni, içimde atıl bırakarak gitmeliyim ama fesleğenleri ve begonyaları sulamayı unutma ve henüz açılmamış kitaplara ara sıra göz atmayı giderken yazdığım son dizeyi okumayı da unutma lütfen: aşk diyorum, aşk, nasılda yakışmıyor hüzne Hıdır Işık / -di ve Diriliş Avlusu Konu HIDIR IŞIK tarafından (10-08-2018 Saat 17:11 ) değiştirilmiştir. |
#2
|
|||
|
|||
![]()
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş
sesindeki gülleri izlemekten geliyorum o börtü böceği kendine çeken incelikten kuşların ilk gök serüvenini gördüm orada ve orman olmanın rüyasına meyleden filizleri hiç durmadan mutluluk hanesine uzayan, uzadıkça da sonsuzlaşan bir avluydun sanki kalbimi hangi şiirle paylaşsam da sözcükler karşılamıyor gamzelerini ah ömrün mutluluk düğümü, sevgili, gülüşün büyülü bir uçurtma şenliği insan nasılda ışığa süzülüyor ustaca bildim, yaşamak diye seni heceliyorum Hıdır Işık Konu HIDIR IŞIK tarafından (10-08-2018 Saat 17:13 ) değiştirilmiştir. |
#3
|
|||
|
|||
![]()
Yoksun, büyüyen bir ıssızlığın çınlamasına denk düşer gibi. Bu aslında bir yaranın kalbe nasıl kök saldığının işaretini gösteriyor. Vakit, gecenin yarım ağzında kalmış. İyiliklerin dünyasını izlek edinmiş şairlerden şiirler okuyorum, savaşın çocuklarıyla akran içimdeki çocuğa. Acıyı kaburgasında taşıyan hüzün, gözlerime yağmurlu bir sabahı çizmekte. Kadehleri iten ellerimi fesleğenlere uzatıyorum. Dokunamamanın ezici üstünlüğünden doğan ıstırap, kalbimdeki gizli günahları ifşa ediyor usulca.
Siz diyorum, uykusunda atları gören bir şairin düşlediği sancısız dünyanın ufku musunuz ey yıldızlar? Uyku, gece ile karıncalanan gözlerim arasında kansız bir kavga. Anlam sularını aşmış sözcükler beliriveriyor, çocukluk anılarına tutunan dimağımda. Yokluğunu hatırlatan bu yersiz yurtsuz sözcükleri, acılara yaslanan imgeler sahipleniyor kendi derinliğine akan monologların hatırına. Sonra sen geliyorsun yine aklıma, güneşe eşdeğer bir parıltıyla. Kiraz mevsimini özleten dudaklarına uzuyor gecenin ıssızlığı; çığlık oluyor sessizlik. Çiçeklerin solduğu bu sessizlik, Kudüs’ten başlayıp Babil’e yankısı düşen derin bir ah’ın iniltisine dönüşüyor. Gözyaşlarının yerini, mağara duvarlarındaki yara imleyen figürler alıyor. Yanımı yöremi boşluğa çıkaran bir uzaklığın özlem ünlemiyle söylüyorum sevgili: Ayrılık ölümün provasıdır, ölümün! Yıldızsız göğün ahvalinde eriyip tükeniyor düşlerin muştuladığı umut; yokluğunla büyüyen ıssızlık, ah o ıssızlık içimdeki tükenen yaşam aritmetiğiymiş… gör bak ey sevgili, ayrılık diye bildiğimiz ölüm lekesiymiş! |
#4
|
|||
|
|||
![]()
keskin dişli bir rüzgarın peşi sıra gittim
dolaştım saçlarında su yüzlü kadınların dipsiz bir sarnıçta kem dilli rüyalar gördüm ebruli tabutlar taşınırken cenaze alaylarında babamın sesinde yaşamın sırrını aradım sukutu hayal düşerken annemin avuçlarına epeyce dolaştım dünyayı sema ile dönerek aşkı, şiiri ve ölümü gördüm ipeğin ardında anladım ki şarkısı bulutmuş ömrümün sustum sonra dünyanın yaşına hürmeten Hıdır Işık |
#5
|
|||
|
|||
![]()
Hıdır Işık’ın “Öpülmemiş Şehlâ” adlı şiir kitabı, kolektif bir yayın kuruluşu olan Kaos Çocuk Parkı Yayınları tarafından yayınlandı. Derin ve Arya İle Güzellemeler, Öpülmemiş Şehlâ, Dağılan Nar’a Rivayetler
ve Suların Çekilme Öyküsü, adlı dört bölümden oluşan kitap, geniş tematik dokunuşları, zihnin uçsuz panoramasını ortaya çıkaran imge yaratımı ve etkileyici dil kullanımıyla dikkat çekiyor. Sözcük ilişkilerinden ve onların çoklu anlamsal katmanlarından beslenerek farklı tema alanlarında şaşırtıcı tepkimeler ortaya çıkarmayı başaran Hıdır Işık, daha önceki şiirlerinde olduğu gibi toplumcu gerçekçi çizgiye varoluşsal kodlamaları eklemlediği şiir poetikasını sürdürdüğü görülmektedir. Öpülmemiş Şehlâ’da, bireyin düşünce ve algı gibi zihin bileşenlerini kullanarak varlığın atom parçacıklarına inen, oradan da evrenin bütünlüklü kompleks yapısına ulaşacak biçimde birbirine bağlı olguların ve öğelerin yapıtaşı olduğu bir irdeleme çizgisini esas alan şiirler karşılıyor okurları. Kitle kültürel süreçlerinin diyalektik bağıntılarını, bireyin iç dünyasını imleyerek yorumlayan şair, biçimsel olarak düzyazıya yaslanan fakat yerinde incelikli anlamsal kırılmalar yaratarak ortaya çıkardığı şiirlerle, dilin estetik kullanımının önemini de ortaya çıkarıyor adeta. Hıdır Işık şiirleriyle, geleneksel şiirin lirik, coşkulu ve hüzünlü duyargalarını çağdaş şiirin düzlemiyle iç içe geçirerek, modernitenin çıkmazlarına eğilerek, insanı kendi dürtüleriyle yüzleştiren güçlü aynı zamanda da derin çağrışımlara odaklanarak ve ses ahengini önemseyen bir dil dizgesine ulaşarak zamanın belleğinde kendine yer ediniyor. Şiirdeki bu düşün ve yazın kombinasyonunu, yaşamın somut dinamizminden soyutlanmadan yapması da Işık’ın şiirinin başka bir görünür özelliği. Sesini rengarenk dolaşımlardan okuyucuya uzatan kitap, “Ardılın Ardılı Bir Boşluk” adlı şiirden bir bölüm alıntısıyla doğumunu muştuluyor. iki -ya da 3, ne fark eder ki yalnızlık ezeli künyeyse nesnel ölçüleri yırtarak sonsuzluk örtüldü üstüme, börtü böcekten oluşan mitler ağırladı yalnızlığımı. ilkin çaresizliğin uğultulu sesiyle helalleştim, sonra suyun kristallerini anlattım içime yuvalanan korkuya. dinlemedi, acımasız bir dürtüye çekti avurtlarımı. hadi lannn! hepsi hepsi bir çığırtkanlık ünlemiydi zihnimdeki imlâ, o da ağzıma dolan karınca kolonisinin şenliğine dönüştü |
![]() |
Tag Ekle |
ayrılık, gül yaprağı |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|