YAZGI
çoğu zaman durgun akan bir nehir hayat
limana yanaşmakta olan bir yolcu gemisi
tepenin ardından doğan güneşin
ufkunda suların batması misali
bazan kulağımı ve gözümü kapadığım
çılgın sesli çağlayan gözü dönmüş şelale
inmeyi tasarladığım o son duraktan vazgeçip
hep bir durak önce indiğim anların telaşı
nadiren de zamana uymanın küf kokulu ağırlığı-nı
duyumsamaya itirazın ya hep ya hiç
etiketli delikanlı aşkları ve hırçınlığı
yok öyleyse
güven konfor ve sessizlikle kocayıp
grileşen ihtiyarlığı yalanı mı
bile bile algımı operasyona kurban edip
kanmanın yok olmanın dayanılmaz hafifliği mi
milan kunderaya yakılan ağıtların acı tatları mı
kandırılmayı bağışlatan
yoksa
son kertesine gelmekten
kaçamayacağını unutman mı
ölüm olan yazgının
y o k ö y l e…
__________________
sönmeyen fenerimiz
yoldan çıkaran bizi
|