![]() |
KISA ŞİİR / on Hiçbir sıfat üstüne tam oturmadı Ürkek miydi kararlı ya da saldırgan Gülten Akın / Uzak Bir Kıyıda (Sonra İşte Yaşlandım) s. 69 |
Ağacın Türküsü Sizin bahçedeki sakız ağacını anlatmak isterdim sana, sonra da o ağacı sen anlatırdın. Sözü ağaca bırakırdık biz yorulunca. Ben gözlerine bakardım anlatırken, sen ağacın yapraklarına dalar giderdin öykünle. Biz, ikimiz, öylece ağacın gölgesinde. Ağaç gölgelerin diliyle konuşurken, bu türküyü çok uzaklarda, ayrı ayrı söylememiş miydik birbirimize, ağaç bize, biz gölgesine katılmadan önce ? Toprağın sesi, özsu , gün ışığı büyüyüp boy verirken rüzgâra karşı, bir başka türküyle katılır bize, çocuklar el ele , halka olup ağacın çevresinde, başımızı döndürürcesine ? Cevat Çapan / Bana Düşlerini Anlat s. 73 |
***8220;Kitre! ***8221; kenar süslerinden sıyrıldığında arayışa yönelir kır şakaklar parmak uçları savurgan ağıt kutsal bir buğudan geçip kenarında durduk söz dağının bekleyiş bu kükreyen sabır ah! anlattı sise ergen ebruların suya değdiği yerde en yalın rengimiz çıplak ***8220;es***8221; ile terleyen harfin dudağında ölümün bahanesidir yaşamak sorgu yargıcı öd***8217;deki hayvan ***8220;kitre***8221; desem şimdi cinayetim dökülecek tarağımdan! Naime Erlaçin 6.Dekad Şiir Kitabı-Hayal Yayınları / s. 52 |
YABAN İKLİM Beni böyle sıkı tutma n'olursun Yoluma süngüler dikme Çevir gözlerini öyle durmasın İncelen çok şey var aramızda Bırak artık burda noktalansın Sürdürmekte fayda yok, kesme yolumu gideyim Senin ikliminde açmıyor çiçeklerim. Hep gün çevrile dedin, yıl döne Yıllar döndü, ben döndüm bu çemberde Bunca dar yaşamak, bunca yoğun Daha daha tutma n'olursun Sür gölgeni aradan, biraz ışık göreyim Yağmuru batak, güneşi serin Senin ikliminde açmıyor çiçeklerim. Tam güneşe, gülüşe duranda öyle istekle Bir bora çıkar, fırtına patlar, başlar şimşeklerin Kumrular kalyonlar mahzun dolanır olduğu yerde Sende geçen yiter ama- bilemezsin Her anı derin iz bırakır bende O zaman da demiştim, yine de derim Senin ikliminde açmıyor çiçeklerim. Türkân İldeniz Varlık Şiirleri Antolojisi- Enver Ercan s.145( Sayı 693, 1 Mayıs 1967 ) Edited by: Burcu Yalkın |
KISA ŞİİR / on üç Ölümü sevdiği için mi öldürdü kendini başkasının ölümünü sevmediği için mi? Gülten Akın / Uzak Bir Kıyıda (Sonra İşte Yaşlandım) s. 72 |
BÖLÜNMEYEN BİR SESSİZLİK İÇİNDE Öyle seviyor ki susmayı, sözcükleri öyle seviyor ki, lambasız kalabilir geceleri, kışı uykusuz geçirebilir. Esrikliğin değişen yoğunluğu onun için her mevsim, rüzgârlar yoğunluğun dalga dalga esrikliği. Derken gemiler yanaşıyor çok yorgun bir fırtınadan bağrının rıhtımına- sürgünden dönenlerle yeniden yaşamak doludizgin. Cevat Çapan / Bana Düşlerini Anlat s. 28 |
AÇIĞA DEMİRLİ BİR GEMİDEN Dağın eteklerinde orman - çam, sedir, ulu çınarlar... Birbirini seyrediyor aynasında denizin. Çamlar pürleriyle suskun, sedirlerin gözleri uzakta, "Ölünceye kadar seninim," diyor denize kendi gölgesinde yanan bir çınar. Cevat Çapan / Bana Düşlerini Anlat s. 32 |
Mesafe belki de biz birşey yapamadık salıyor hâlâ gölgesini yol diye içine düşülmüş dolambaçlar yere sağlam bastığımız gün uyku yenildi diye düşünür bir hayat kaldığına kuvvetle inanırken atılmak için bugün can atan ayaklara " dur " diyen his aniden fırlıyorsa zaptedecek kim vardır gevşedikçe ele gelen gerildikçe kaçan sicimi ilk günkü gibi duruyor koyuluğu ben varsam ışık da var diyen gölgenin ama ölüm bekliyor dört dörtlük tedaviyi niyetle netice arasında vaktiyle bulunduğumuz gibi gel bir nefes al kardeş fazla dert etme biz ölmeden bu mum erir tükenir diye binlerce yıl önceki ince ışığıyla yarılan bugün lastik yuvarlağa sarılan bir pedala büzülen mesafeye karşılık bize kalmış olsa da yeter yalnız doğduğu yeri doyuran dıştan bakınca kamçılıyan içten nabız gibi atan mesafe fikri "basılmamış yolları budur" deyip ormanın geçerken patinaj yapıyor artık sükûtuna razı olarak çekilmiş okyanus kıyılarının oluk oluk taliplileri bir nefes al kardeş fazla dert etme biz ölmeden bu mum erir tükenir diye daha şekillenmeden dillenmeden biz kimi cezbetti seslediyse geceye kadar kıpkızıl fecri fecre kadar geceyi getirenin sık dallar arasındaki titrek ışığı fer verdi yeni bir dil verdi de varlığı hatırası özlemiyle yola baş koyan göz kestiren arzunun mumu alev aldı ince ışığıyla yarıldı gölge bir nefes al kardeş gel artık biz ölmeden eriyip tükenecek bu mum diye dert etme Ebubekir Eroğlu (Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi / Yılmaz Odabaşı s.199 ) |
DENİZDE ÖLMEK 1. Su kendine dönüyor, mavilikler kendine Kendine dönüyorsun, işte; kendi yüzündür, Hiç kimse görmemeli, saklan suyun sesinden Üşümesin yıldızlar, yalnızlığını söndür Korsan, daha ne kadar gizlenecek bu hüzün? Yalnızların yalnızı, hey korsan, hey serseri; Deniz çirkinleşmeden gömülüp git sulara Bilmez misin dünyada korsanların yok yeri... 2. Dudaklarımda gizli sulardaki tuzlu sır, Sessizce öleceğim, bilmesin kimsecikler Bir eşkıya ağzında bu yük nasıl taşınır? Çekin üstümden göğü, beni ölüm temizler... Can Bahadır Yüce Varlık Şiirleri Antolojisi- Enver Ercan s. 350 ( Sayı 1102, Temmuz 1999 ) |
Bir Yere Gelirsin ki Bir yere gelirsin ki Yaşamak yük olmaz insana yavan gelir Ağaçlar çiçek açar, gök mavidir Çayırlar alabildiğine yeşil Ne deli eder bunlar seni Ne de düşlere sürüklemek için artık Bir tatlı gülüş elverir Bir yere gelirisin ki İşlemez olur içinde zaman Sadece anılar dökülür ellerine bir bir Bir yere gelirsin ki Dünyayla aranda kapanır duvar Yaşamış yaşamamışsın... Akan suya eğilebildiğin kadar eğil Götürmez seni sular Cahit Tanyol Varlık Şiirleri Antolojisi- Enver Ercan s. 222 ( Sayı 1004, Mayıs 1991 ) |
şu Anki Saat: 17:19 |
Powered by vBulletin
Şiir Akademisi Forum