![]() |
BUGÜN AHMET BENİM Bugün Ahmet benim, ama dünkü Ahmet değil. Bugün anka benim, ama yemle beslenen kuşcağız değil. Enelhak kadehiyle bir yudumcuk içen sızdı Tanrılık şarabından. Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım, ben, sultanların aradığı sultan. Ben hâcetler kıblesiyim. Gönlün kıblesiyim ben. Ben cuma mescidi değilim, insanlık mescidiyim ben. Ben saf aynayım, sırım dökülmemiş, paslanmamışım. Ben kin dolu bir gönül değilim, Sinâ dağının gönlüyüm ben. Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum, benim sarhoşluğumun sonu yok. Tarhana çorbası içmem ben, can yemeği yerim, içerim can şerbeti. İşte sararttı seni bir gümüş bedenlinin özlemi. Altın haline geldin artık. Sen altına âşıksın, altın benim rengime âşık. MEVLÂNÂ (Bugünün Diliyle Mevlânâ / A. Kadir) |
<TABLE id=Aut***111;number4 style="BORDER-TOP-WIDTH: 0px; BORDER-LEFT-WIDTH: 0px; BORDER-BOTTOM-WIDTH: 0px; BORDER-COLLAPSE: collapse; BORDER-RIGHT-WIDTH: 0px" borderColor=#111111 height=1 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=1>
<T> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="44%" height=19>Zindan Mehmed'e Mektup</TD></TR> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="44%" height=1> <TABLE id=Aut***111;number40 style="BORDER-TOP-WIDTH: 0px; BORDER-LEFT-WIDTH: 0px; BORDER-BOTTOM-WIDTH: 0px; BORDER-COLLAPSE: collapse; BORDER-RIGHT-WIDTH: 0px" borderColor=#111111 height=24 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=1> <T> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width=100 colSpan=15 height=10></TD></TR> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="100%" colSpan=15 height=10> Zindan iki hece.Mehmed'im lafta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı?... Belki... Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! Bir âlem ki, gökler boru içinde! Akıl, olmazların zoru içinde Üstüste sorular soru içinde: Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? Buradan insan mı çıkar, tabut mu? Bir idamlık Ali vardı,asıldı; Kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil... Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"! Çatık kaş... Hükümet dedikleri zat... Beni Allah tutmuş, kim eder azat? Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem... Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem! Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil; Sayım var, maltada hizaya dizil! Tek yekun içinde yazıl ve çizil! İnsanlar zindanda birer kemmiyet; Urbalarla kemik, mintanlarla et. Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... Yalnız seccademin yönünde şefkât; Beni kimsecikler okşamaz madem; Öp beni alnımdan, sen öp seccadem! Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan. Karıştır çayını zaman erisin; Köpük köpük, duman duman erisin! Peykeler, duvara mıhlı peykeler; Duvarda, başlardan yağlı lekeler. Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler... Duvar, katil duvar, yolumu biçtin! Kanla dolu sünger... Beynimi içtin! Sükut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; Tek nokta seçemez dünyadan nazar. Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz? Güneşe göç var da ,kalan biz miyiz? Ses demir, su demir ve ekmek demir... İstersen demirde muhali kemir, Ne gelir ki elden, kader bu, emir... Garip pencerecik, küçük, daracık; Dünyaya kapalı, Allaha açık. Dua, dua, eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; İplik ki incecik, örer boşluğu. Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş; Karanlığında nur, yeniden doğuş.... Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş! Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!http://www.aruz.com/grafs/resim/kare.gif </TD></TR></T></TABLE> Necip Fazıl Kısakürek </TD></TR></T></TABLE> |
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">SON KUMAŞ[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Mustafa Seyit SUTÜVEN[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Görmedim ilham atını;[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ben bu şiir sanatını,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bir deli kızdan okudum.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sanatı öğretti bana,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ben de bu tezgâhta ona,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Türlü kumaşlar dokudum.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Altı buçuk yıl emeğim,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Gönlüm,elim,gözbebeğim,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Eskidi sırtında bütün.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sevgiden almış gibi hız,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ansızın evlendi o kız,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Tam gözü doldurduğu gün.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İstedim ünler salacak,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bir ulu sanatlı duvak,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Örmek o süğlüm geline…[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ay ışığından bir ipek,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Gamla beraber bükerek,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Taktım özgür iğnesine.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İğneyi önce derime,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sonra çökük gözlerime,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sapladım,hiç titremeden...[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İşledim üç günde bakın,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Solmuş umut yaprağının,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Üstüme her duygumu ben.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Sanatım ermişti sona,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Gitti el üstünde ona,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Günlerimin öz değeri…[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">İşte o kızdan bu kumaş,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Her yanı kıpkırmızı yaş,[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Ertesi gün geldi geri.[/B] <B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B] |
ELDE VAR HÜZÜN... söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylerdi mercan köz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde varhüzün o şehrayin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam aşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün. Attila İLHAN (ELDE VAR HÜZÜN) |
<TABLE id=Aut***111;number4 style="BORDER-TOP-WIDTH: 0px; BORDER-LEFT-WIDTH: 0px; BORDER-BOTTOM-WIDTH: 0px; BORDER-COLLAPSE: collapse; BORDER-RIGHT-WIDTH: 0px" borderColor=#111111 height=1 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=1>
<T> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="44%" height=19>Annem İçin</TD></TR> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="44%" height=1> <TABLE id=Aut***111;number40 style="BORDER-TOP-WIDTH: 0px; BORDER-LEFT-WIDTH: 0px; BORDER-BOTTOM-WIDTH: 0px; BORDER-COLLAPSE: collapse; BORDER-RIGHT-WIDTH: 0px" borderColor=#111111 height=24 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=1> <T> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width=100 colSpan=15 height=10></TD></TR> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="100%" colSpan=15 height=10> <TABLE id=Aut***111;number41 style="BORDER-TOP-WIDTH: 0px; BORDER-LEFT-WIDTH: 0px; BORDER-BOTTOM-WIDTH: 0px; BORDER-COLLAPSE: collapse; BORDER-RIGHT-WIDTH: 0px" borderColor=#111111 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=1> <T> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="51%"></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="49%">Bir günümüz bile sensiz geçmezken Şimdi mezarına hasretiz anne...</TD></TR></T></TABLE> Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin Bir yığın toprakla bir parça mermer Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin. Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem renkli serviler Hüznüyle titreşir sanki hayatın. Seni gömdük anne yıllarca evvel Göz yaşlarımızla bu ıssız yere Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel Matem dağıtırken hasta kalblere. Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun Hüznüyle erirken Dicle de sessiz, Öksüzlük denilen acıyla vurgun Bir başka ölüydük bu toprakta biz. http://www.aruz.com/grafs/resim/kare.gif</TD></TR> <TR> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD> <TD style="BORDER-RIGHT: medium n***111;ne; BORDER-TOP: medium n***111;ne; BORDER-LEFT: medium n***111;ne; BORDER-BOTTOM: medium n***111;ne" width="7%" height=10></TD></TR></T></TABLE> Ahmet Hamdi Tanpınar </TD></TR></T></TABLE> |
HABER Nâzım Hikmet Onlardan haber geldi oradan onlardan. Gömlekleri kirli değil çatık değilmiş kaşları. Yalnız biraz uzamış traşları. "Yandık" dememişler. Dayanmışlar biliyorum. "Dayandık" dememişler Gözleri gülerek bakıyorlarmış adama Şakaklarında taze bir yara varmış ama çatık değilmiş kaşları Yalnız biraz uzamış traşları... |
KARANFİL SOKAĞI Tekmil ufuklar kışladı Dört yön,onaltı rüzgar Ve yedi iklim beş kıta Kar altındadır. Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar Ray, asfalt, şose, makadam Benim sarp yolum, patikam Toros, Anti-toros ve asi Fırat Tütün, pamuk, buğday ovaları,çeltikler Vatanım boylu boyunca Kar altındadır. Döğüşenler de var bu havalarda El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem Ümit, öfkeli ve mahzun Ümit, sapına kadar namuslu Dağlara çekilmiş Kar altındadır. Şarkılar bilirim çığ tutmuş Resimler, heykeller, destanlar Usta ellerin yapısı Kolsuz,yarı çıplak Venüs Trans-nonain sokağı Garcia Lorca'nın mezarı, Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin Kar altındadır. Duvarları katı sabır taşından Kar altındadır varoşlar, Hasretim nazlıdır Ankara. Dumanlı havayı kurt sevsin Asfalttan yürüsün Aralık, Sevmem, netameli aydır. Bir başka ama bilemem Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat Kalbim, bu zulümlü sevda, Kar altındadır. Gecekondularda hava bulanık puslu Altındağ gökleri kümülüslü Ekmeğe, aşka ve ömre Küfeleriyle hükmeden Ciğerleri küçük, elleri büyük Nefesleri yetmez avuçlarına -İlkokul çağında hepsi- Kenar çocukları Kar altındadır. Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de Karanfil Sokağında gün açmış Hikmetinden sual olunmaz değil "mucip sebebin" bilirim Ve "kafi delil" ortada... Karanfil sokağında bir camlı bahçe Camlı bahçe içre bir çini saksı Bir dal süzülür mavide Al - al bir yangın şarkısı, Bakmayın saksıda boy verdiğine Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır. Ahmet Arif Erguvan'a hamiş: Sevgili Erguvan, "genç kuşaklar anlarlar" demişsiniz. Buradan 'yaşlı'ymışım gibi bir anlam çıkıyor;ama ben o kadar yaşlı değilim :) Ayrıca şiir kültürümüz içerisinde neredeyse çok az bilinen 'Divan Şiiri'ne gösterdiğiniz bu ilgi için teşekkür ederim. |
Sevgili dost Laser FİDAN; BEN BURADA KARIŞTIRIYORUM ARTIK KİM BENİM GİBİ ESKİMİŞ..KİM GENÇ..BAĞIŞLAYIN BENİ..Şöyle bir fikir geçti aklımdan..Herkes kendi ismi ve de cismiyle tanınsa ne güzel olurdu..Oldum olası bu gizliliklerden hoşlanmadım..Ama oldu bir kere..Tekrar bağışlanma diliyorum sevgili genç dostum. DİVAN ŞİİRİNİ SEVERİM HEM DE ÇOK SEVERİM.Ben 60'lı yıllarda lisedeyken,Hocalarımız(bu arada benim Edebiyat Hocam Halit Fahri OZANSOY'du, bir ara Faruk Nafiz ÇAMLIBEL'de gelmişti)) O KADAR GÜZEL İŞLERLERDİ Kİ...ARUZ KALIPLARINI ÖĞRENMEK İÇİN AZ TER DÖKMEDİK...KALEMLER ELDE..SIRALARA UZUN KISA VURUŞLARLA..HEY GİDİ GÜNLER.. SEVGİYLE VE DOSTLUKLA.. |
GAZEL Zülf-i siyahı saye-i perr-i Hüma imiş İklim-i hüsne anın içün padişa imiş Bir secde ile kıldı ruh-i aftabı zer Hak-i cenab-ı dost aceb kimya imiş Avazeyi bu aleme Davud gibi sal Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş Görmez cihanı gözlerimiz yarı görmese Mirat-ı hüsni var ise alem nüma imiş Zülfün esiri Baki-i biçare dostum Bir müptela-yı bend-i kemend-i bela imiş. BAKİ |
Estefulullah Erguvan.. Bağışlamak bize düşmedi.. Çok sevdiğim bir beyiti aktarıyorum: "(... Şeb-i yeldayı muvakkıtla müneccim ne bilir Mübdalâ-yı gama sor kim geceler kaç saat...)" |
şu Anki Saat: 23:03 |
Powered by vBulletin
Şiir Akademisi Forum