Taş Şiir
1
Taşı yontuyor
suyun ustası
taş akmaya başlıyor
2
Mermerin damarlarındaki mavi
kan oluyor el sürünce
defne kokulu gövdesine deniz kızının
akdeniz'de akşam üzeri
3
Susuyorduk
yanık gül kokan gecede
bir sözcük bekliyorduk denizden
ay kıvrılmış uyurken
yan yana bir sokak kedisiyle
siyah taş merdivenlerde
4
Ayırdım iki yaprağını taşın
antik bir bulutun fosilini gördüm orda
ve hâlâ sıcak külünü
en eski aşkın
5
Ağzımdaki lületaşı pipo
ve kulağıma sıkıştırdığım ayçiçeğiyle
ben bir van gogh tablosuyum
derin çekiyorum karanlığı
yıldızlar doluyor içime
6
Akşamın
yollara döktüğü sis
çoğaltır taştaki ağrıyı...
gökyakuttur kalbim avuçlarında
bekliyor elinden çıkıp
yağmurlu bir göle kuğu olmayı
7
Karanlığın gözlerinden süzülen ırmak
çığlık taşıdı uçurumlardan
dağlardan ölümün küflü nefesini...
güller harlıydı doğuda
su çıkarıp verdi yüreğini
sevişirken taşlaşan tanrılara
8
Piramitler: güneşin anı defteri
kum fırtınaları, soğuk mumya, alıcı kuş...
ve bende kalan
köle kaburgalarına kazınmış bir sone,
ay nil'de soyunuk
terin çiçeğinden başlıyorum
seni sevmeye
9
Bir kuş ürktü ormanın gecesinde
purosundan çekerken son dumanı che
ansızın sıcak bir kayaya dönüşen beden
çatlayıp akıttı yüreğindeki lavı
düşürdü gülünü kendi içine
Arif Berberoğlu
Edebiyat ve Eleştiri Dergisi Mart-Nisan 2002 sayısı