İSİMSİZ
Rüzgârın kökleri kanıyor güllerin içinde
yakıyor bir anka için bütün kuşları
granit gövdesini yadsıyan sfenks
kasıklarında düğümlenen ateşte
telefonun ucundaki ses bir ırmağın
gel diyor martılara götüreyim seni
kan kardeşi ol maviyle
deniz ki düşlerimin yıldızlı bahçesi
gel, tuz bağlasın göğsündeki define
gölgesi çöküyor akşamın ve üveyiklerin
bir aşkın kırılan kadife çiçeklerine
uzuyor yüzümün sisinde paslanan güz
seni daha çok sever oluyorum
günler kustukça zamanın safrasını üstümüze
ah, kalbin kalbimin eşiğindeki uçurum
sökmüş gecenin mührünü ay gidiyor
sözün cehennemindeyim şimdi
bir posta güvercininin
yanlış adrese götürdüğü
karanfil kokulu bir kelimeyim
erguvan küller dökülüyor hecelerimden
sığmıyorum mutluluk şiirlerine
ah, dipnot düşüyorum gözlerini
barbar kalbimin karanlık tarihine
Arif Berberoğlu
Varlık Dergisi Nisan 2001 sayısı