BEN SANA
bana ebemkuşağıydın geceleri
kısık lamba eşliğinde solup giden
göğün ufuk çizgisine teğet…
yasak meyve düşlerdim tavan aranda
kamaşan maviydi su, içe yarılan
sözdün, sadakatle ezberlediğim
ve usulca söylenen, boynunda
ateşi dokuyan iplik telaşlı...
uzayan tırnak etime değen
bakışın işlek cadde, yürüdüğüm...
sana ben'dim göğsünde, çimlenen acı
erken esintiyle didişen diş izi
güncene düşen frengili isyan
bir çocuğun adımlarıyla geldin bana
uçurumuna yürüyen bir çocuğun...
soy ağacımdan soyunup geldim sana
bana soy verdin yeni köklenen…