DİCLE NEREYE AKAR
Yaralı bir atlıdır tan kızıllığında rüzgâr
dolaştırır yanık topraklarda
badem çiçeklerinin fısıltısını
terkisinde kan revan bir bahar..
bilir aşkın hükmünü ferhat'tan beri
kerem'den beri
bu patika bu isli taşlar
dicle kadim göklerin gözyaşıdır akar
Bir çocuğun yüzü büyür yolların sisinde
ufukta hüzün yüklü vagonlar
gövermiş otların üstünde kardan bir tül
sur dibinde açlar, gecenin kalbine süzülen kurtlar
binbir çiçeğini döker dağlar karanlık yatağına
dicle uykusuz gözlerin uykusudur akar
Yıldızlar bilmez
uçurumlara sor suyun acısını
yabangülleri altında gülden kırmızı
gencecik bir ölü yatar
benim oğlum onun sevgilisi
parmakları piyanonun tuşlarında sanki
dicle kesilmiş damarıdır sevginin akar
Ömrümüz tarihin yırtık sayfaları
kartal yuvalarından güvercin kanı sızar
bir dal uzar usulca sabahın ucuna
güneşin flütü kırık
söyle zalim, dicle nereye akar