SUSKUN PRELÜDLER
Çöllerde geçirdi kırk yılını, kırk yılını da
kuytuluk bir mağarada. İnine inen
kuşlar kadar yalnızdı. Çölün maviliğini
kırık alnına taşıyan yel kadar
sessiz bir ıstırabı büyüttü koynunda.
Soğuk adımları vardı güneşin yalımını heceleyen,
dinledi günahlarını karıncaların ve otların
serin, ıpıssız bir dirim sundu sinik tüm kalplere.
Bu dünyanın taşları onun ayakları için rahmetti.
Onun geçtiği yollarda rüzgâr hiç durmazdı.
Su üzerinde yürürdü tini.
Kucağındaki siyah kedisi kadar hiçbir şey
bir yangını büyütmemişti ıslak kalbinde.
Kitap-lık, 2005, Mayıs, sayı: 83, s.26.