SACİDE HANIM VE DOLMALAR
kristal yağmur, küçük, yuvarlak
çinko, çıplak, cavlak damlar
kedi duygular içimde
sacide hanımın uyuşkulu sesi
yapıp getirdiği dolmalar
şek ve şüphe, bıçakta mor kan
ankara; sen en büyük yalnızlığımsın
içimde yıllardır çırpınan.
dolma getirmişti sacide hanım
artık ölmüş şimdi karşı komşum
boğazında düğümlü havlu
kıpırtısız yüzünde öylesi bir gülüş
o zaman bunu nasıl yaptım
bir anlık öpüşmenin ardı mı ölüm?
önemli olduğu yıllar var kimi duyguların
şimdi neden böyle değil ve ırak
işgalinin sırıtması iri farelerin
kristal yağmurun tuz üstüne yağışı
gevşemiş jartiyerlerinde gizliyim
ılıklık, ellerim, ılıklık, şimdi neyim
ah kırmızı kuğum ya da sacide hanım
ruhuma dolaşıp durdun ince sazdın
çılgınca seviştik o gün nefes bile almadın
kanayıp durdun usulca
ve nedense bana biraz soğuk davrandın.