GECEYARISI
siyah gelinlikle dolaşan sessizlik ay ışığında yitip giden gerçekliğimiz aşklar geceyarısı alışılmamış ışıkların köşekapmacasında bulutsuz ve benzersiz gök
buruk iniltiler çıkaran yalnızlık acının tınısında hicazkâr yaşamın gizemle yürüdüğü
çiçeklerin uykusu kuşkusu ağaçların bir kadını sevmenin yüreğin her çarpışında
kırık vitray geceyarısı suçlu gövdelerin renginin sızdığı sokaklar kuytuların bilinmezliği
oracıkta yataklık yapan yasadışı aşklara yumuşacık ayak sesleri kedilerin oluklarda yağmurun tıkırtısı sevgisi siyah geceyarısı nemli boş banklar rıhtım lâmbalarının kirlice aydınlattığı derinlik ve gizemle denize sinen gece suları karartan şiirsi parfüm rüzgârın tenindeki
ayakların yerden kesilmiş trompet sesinde uçuyorsun anlatamadın değil mi anlatamazsın
kapalı şiirler kadar ince kapalı yürekler kadar siyah ve gümüşsü gece anlaşılmanın ne önemi var
tenha bir sinemada sevişsek tutkular zamana aldırmayan sarmaş dolaş sonsuzluğuz sanki
son suarede geceyarısı sevişsek sevişsek sevişsek oluklarda yağmurun tıkırtısı
Ağustos-2006, Ankara