KAYRAN
ben
yabanıl bir ova kızı
gidişim...orak aylarında melez akşamların
harman sarısı özlemi
lacivert ormanlarında kaldı ışıklı göllerim
Vivaldiden dinledim sonların ve ilklerin
dört mevsimini
yürüdü ayak değmemiş dağlara nehirlerim
sen... dağların özgür çocuğu
nasıl erittiğimi karlarını
onca dik kayalıkların
ve kanatlandığını bahara gözlerimin
gördün mü
bundandır... kuş kanatlı
bir kaplumbağa oluşum
ağır sakin
tel örgüleri batar duvar sarmaşıklarının
ve meşin kırbaçlar olur gövdeleri
alazlanır çakır çakır dikenler
ben yine de öperim dallarını
ellerin diye... ne zaman tırmansam
savurmuştum oysa tüm dikenleri
yıldız olmuştu ya her biri
barışmadı yıldızlarımız
meğer onlar da küsermiş
sevgimi doldurmuştum dağarına
özgür yolculuğunda... ve sesimi
kurduğun çadırlarda
sesin çıktığınca bağır kuş dilleriyle şimdi
işte menzilindeyim
sözlerin... mermi çekirdekleri
saplansın kurşunlar damarlarıma
bileklerimde atar çatal yüreğim/ işte o an
keserim göbekbağını gecelerin/ durur zaman
dostsa, daha duyarlı
daha da uyanık olmalıymış rakipse insan...
boynunu büker bu küf kokan- bu sızıntılı-bu türbülanslı havada
bütün ağaçlar
rüzgar, tükürür toprağa durmaksızın
çoğalır yankıları dağların...
ah.. ovalım.....