ÜŞÜRDÜK, CEHENNEMLERDE
hiçbir öykümüz yoktu, unutmuştuk ölümü ve şiirleri de
doğa gibi de değildik oysa, uysal ve cömert
aşktı, bilirdik, fakat sevinçten çok tanımıştık matemi
hayat kendi tavafındaydı, bir kara melanet
aşktı, bilirdik
hasır, kirazlı şapkasıydı çocukluğumuzun
kırmızı penalı mandolindi, kırık ezgilerde
bin kez aldatılsa da masallarda
yine de hemen uçmaya hazır
o saf,
çocuk yüzümüzdü...
hayat, kendi tarafındaydı
aşk, kendi tarafında
(sırlı, harlı tarafında)
kesiştiğinde yolları, çılgınlık derlerdi bu nedenle hep
gözlerimiz
oysa
zakkum kuyusuydu
bir derin
yalnızlık
yeşil zebercet
aşktı bilirdik, unutmuştuk ölümü, öyküleri ve şiirleri de
aşktı, bilirdik, üşürdük oysa hep cehennemlerde...