Cemresiz Günlerde
I - Şehir
minyatür sözler duyuldu rüzgar
dolanan çıkmaz sokaklarımda
hiç bir kipe sığmadı haritam
kara çarşılarımda abdal şehrengiz
usanmadan kurdu meydan saatini gece
yorulmaz mı törpülendikçe ay
dul bebekler yapışır akışkan tarihime
korkak bir öpüş gibi sarılır soru
rahmimde gülümserken gebe cevaplar
muhbirler düne saklanır okudukça yüzümü
çevreleyen suluboyayı ki orda bilmez
ama başlar külle ateş arasındaki su
II -Baba
bir rüzgar boyu uzağım en yakın oğlumdan
bir kez bile soramadın adını yağmuruma
kanat vuran çiçek çığlıklı kızlarımın
kırılan tohum sesiydi eyvahım uçtu
kara gölgelerden süt emdi torunum
kızılca ninnilerle indi kar kuyularına
ufku gün ışığında alnıma yaslayan kitap
öğretti her doğum ölümle doğrulanırmış
kuşlar yuvalandıkça kurşun yaralarına
III - Masal
aysız gecede acıkırmış kuyu
bu yüzden çırpınırmış su
ip sıktıkça inleyen çıkrık
bir beddua kesilen kara rüzgarda
beyaz avuçlara sığınırmış
sakar bir padişahmış düş
herkes sırayla keloğlanmış
bu yüzden azalırmış sokak adları
kulaklara küpe olsun gece
diye kırk gün sürermiş masal
Dize / Nisan 2001