Namık KEMAL (1840 -1888)
21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğdu. Asıl adı Mehmed Kemal'dir. (Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir.) Küçük yaşta kaybetti, dedesinin yanında büyüdü. Çocukluğu Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçti. Özel öğrenim gördü, Arapça ve Farsça öğrendi. On sekiz yaşında İstanbul'a babasının yanına döndü. Babıali Tercüme Odası'na kâtip olarak çalışmaya başladı. girdi. Dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. Yeni Osmanlılar adlı gizli derneğe katıldı. Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin görüşleri doğrultusunda yayın yapan Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazdı. Gazete kapatıldı. İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Erzurum'a vali muavini olarak atandı. Göreve gitmedi ve Ziya Paşa'yla birlikte Paris'e kaçtı. Bir süre sonra Londra'ya geçti ve Ali Suavi'nin çıkardığı 'Muhbir' gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Hürriyet adlı bir gazete çıkardı. Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü. I. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasi'yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. II. Abdülhamid'in Meclis-i Mebusan'ı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adası'na sürüldü. Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle Rodos ve Sakız Adası'na gönderildi. 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda öldü. Gelibolu'da Bolayır'da gömüldü.
Türk Edebiyatında öncü niteliği bulunan şair ve tiyatro yazarıdır. "Vatan şairi" olarak da anılır. Küçük yaştan itibaren şiirle uğraşmaya başladı. İlk şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Türk şiirini Divan şiirinin etkisinden kurtarmaya çalıştı. Vatan Şairi diye de onurlandırıldı. Özellikle "İntibah" isimli romanı ve "Vatan, Yahut Silistre" isimli tiyatro oyunu ile tanındı. İlk romanı "İntibah" 1876’da yayınladı. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılır. Romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye’ye ilk getiren kişilerden biri oldu. En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takip. Gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yeri var. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazıları yayınlandı. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularında 500 kadar makalelesi vardır.
Yapıtları:
Oyun:
Duranoğulları (1831)
Vatan Yahut Silistre(1873)
Zavallı Çocuk(1873)
Akif Bey(1874)
Celaleddin Harzemşah(1885)
Kara Bela(1908)
Gülnihal
Bir Zamanlar Gızanken
Roman:
İntibah, 1876 (yeni harflerle, 1944)
Cezmi, 1881 (yeni harflerle, 1969)
Eleştiri:
Tahrib-i Harâbât (1885)
Takip (1885)
Renan Müdafaanamesi (1908, yeni harflerle 1962)
İrfan Paşa’ya Mektup (1887)
Mukaddeme-i Celal (1888)
Tarih:
Devr-i İstila (1871)
Barika-i Zafer (1872)
Evrak-ı Perişan (1872, yeni harflerle 1973)
Kanije (1874)
Silistre Muhasarası (1874, yeni harflerle 1946)
Osmanlı Tarihi (1889, ölümünden sonra, yeni harflerle 3 cilt, 1971-1974)
Büyük İslam Tarihi, (1975, ölümünden sonra) |