Bilal KAYABAY (1947- )
7 Eylül 1947'de Adana'nın Tufanbeyli İlçesi'nin Şar Köyü'nde doğdu. Çerkes kökenli olan ailesi Kafkasya'dan 1864'da Türkiye'ye göç etmiş, değişik illerde yaşadıktan sonra Adana'ya yerleşmiştir. İlkokulu Şar Köyü İlkokulu'nda, orta okulu Saimbeyli-Feke Ortaokullarında okudu. Ankara Atatürk Akşam Lisesi'nden sonra Gazi Eğitim Enstitüsü ve Anadolu Açık Üniversitesi'nde öğrenim gördü. Öğrencilik yıllarında değişik işlerde ve Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalıştı. 2 Ocak 1980'de silahlı saldırıya uğradı, ağır yaralandı. Türkçe-Edebiyat öğretmenliğinden emekli oldu.
Yapıtları:
Adanmış Türkülerim (1993)
Bir Hüzzam Şarkı (1993)
Gülüşüne Bereket (1994)
Bahar Kal (1996)
Öfkenin Yedi Rengi (2000)
Şiirkârî (çıkacak)
-Kendi anlatımıyla Bilal KAYABAY-
Adını taşıdığı Dedesi Ozan Kabakçıoğlu Bilal'in mezarı, Artvin-Aşağımaden ( ĞHOD ) Köyü'nün, ÜSKÜT Mezra'sındadır. Kendi, sürgün-muhacir bir ailenin altıncı çocuğu olarak; Adana'nın Tufanbeyli İlçesi'nin Şar Köyü'nde, 1864 Büyük Kafkasya sürgünü bir anadan doğmuştur.
Şar Köyü İlkokulu, Saimbeyli-Feke Ortaokulları, Ankara Atatürk Akşam Lisesi, Gazi Eğitim Enstitüsü,Anadolu Açık Üniversitesi, eğitimini tamamladığı kurumlardır.
Öğrenciliğini, değişik işlerde ve Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışarak tamamlamış; Türkçe-Edebiyat öğretmenliğinden emekli olmuştur.
Baş eğmeyen aydın kafası yüzünden 2 OCAK 1980'de silahlı saldırıyla ölümcül yaralanmış; inadına yaşamıştır.
sorgularla sürgünlerle ödenir
karanlığa dikilen bütün aydınlar gibi
insanca yaşamayı savunmanın bedeli
hiçbir şeyden çekmedi
dilinden çektiğini
Beşi yayımlanmış, biri yayına hazır altı şiir kitabı vardır. Ayrıca yayımlanmaya hazır biri düz yazılar, biri de çocuk öyküleri olmak üzere iki dosyası beklemektedir.
Kısa özgeçmişini okuduğunuz Bilal Kayabay'ı bence en güzel aşağıdaki kendi şiiri anlatır.
BİLAL KAYABAY SÖYLENCESİ
artvin’in ğhod köyünden
-şimdilerde aşağımaden-
ozan kabakçıoğlu'nun
biricik oğlu ziver
babasını topraklayıp atayurdunda
seferberlik sürgünlüğünü yaşar
beş yaşında bir çocukken
anasının sırtında
tay bir çerkes kızıdır
tûmalar’ın mekedîne
adana’nın binboğa’ya komşusu
toroslar’da unutulmuş iki köy
kayapınar kızın küçük kafkas’ı
oğlanın çoruh’u şar
adana’ya beş at günü
kayseri’yle maraş’a da
o kadar
mecburiyetten eşkıya
bu dağlarda insanlar
dostlukları su götürmez
kimisi kürt kimi avşar
ardıçlar kör saytaş dilsiz
yollar sıtma nöbetlerinde
atlar inadına huysuz
gece inadına sağır
kurt kuş haram uykularda
sahnelenen
çerkes’ten kız kaçırma
nal sesleri meşeliklerde yiter
mavzer ıslıkları dağbaşlarında
ağlar tekederesi
yarısı “doksan üç” erzurum
yarısı “seferberlik” artvin
dağlara yoldaş bir köy:
yüreğinde “yağmalanan tarih” acısı
kabardey mekedine
saygın gelinbacısı
kara kara sıva damlar
çerkes’le beyazı tanır
değişir köylünün rengi
evlerin yüzü ağarır
gelinbacı dokuz yürek anası
“âsi çocuk” altıncısı
bulgurlar kaynarken doğmuş
yedi eylül bin dokuz yüz kırk yedi
ağalıktan ırgatlığa
çobanlıktan maden ocaklarına
avukat yamaklığından öğretmenliğe
onuruyla omuzlarken yaşamı
iki ocak bin dokuz yüz seksen’de
kurşunlar sıkılır düşüncesine
ölümlere gider gelir bedeni
sağ tutar direncini
ölmelerde babaya can diye doğan oğul
dikili tek ağacı
otuz günün sonunda koklaşır babasıyla
sevinir can dostları
sönmeyecek ocağı
sorgularla sürgünlerle ödenir
karanlığa dikilen bütün aydınlar gibi
insanca yaşamayı savunmanın bedeli
hiçbir şeyden çekmedi
dilinden çektiğini
***
mayam çoruh’tan köpürür
kafkaslar’dan taşar sütüm
güneş binboğa’dan gülümser bana
toroslar’a düşen renkli tohumum
damarlarımda çoruh
yüreğimde kafkasya
binboğa çıplak öfkem
toroslar dadallığım
dağım ben dağlıyım ben
gemlenmez bir suyum ben
çoruh’un kafkaslar’ın
binboğa’nın toroslar’ın
seven çocuğuyum ben
|