Sami Paşazade SEZAİ (1860-1936)
1860’ta İstanbul’da doğdu. Özel öğrenim gördü. Farsça, Arapça ve Fransızca öğrendi. Evkaf Nezareti Mektub-i Kalemi'ne memur olarak girdi. Londra elçiliğine ikinci katip atandı. Dort yıl boyunca İngiliz ve Fransız edebiyatlarını inceledi. İstifa edip İstanbul’a döndü. İstişare Odasına memur oldu. İlk romanı "Sergüzeşt" yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek Paris’e kaçtı, orada Jön Türkler'e katıldı. İttihat ve Terakki'nin Paris merkezinde görev yaptı. Örgütün yayın organı "Şura-yı Ümmet" gazetesinde baskıcı rejimini eleştiren yazılar yazdı. 2. Meşrutiyet'in ilanı sonrası İstanbul’a döndü. Bir yıl sonra Madrid Büyükelçiliği'ne atandı. Birinci Dünya Savaşı başlayınca Madrit’ten İsviçre’ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı. 1921’de emekliye ayrıldı ve İstanbul’a döndü. Kendisine, Büyük Millet Meclisi kararıyla "Hidamat-ı vataniyye tertibinden" maaş bağlandı. 26 Nisan 1936’da İstanbul’da öldü.
Türk roman, öykü ve oyun türlerinde ürün veren Sami Paşazade Sezai "Kamer" gazetesinde yayınlanan söylev türündeki ilk yazılarıyla adını duyurdu. Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarların etkisiyle Batı edebiyatına yöneldi. Alphonse Daudet'den esinlenerek yazdığı kısa öykülerle Batılı anlamda ilk gerçekçi ürünleri verdi. İlk kitabı 3 perdelik tiyatro oyunu "Şir" 1879'da basıldı. İlk romanı olan ve kendisine büyük ün sağlayan "Sergüzeşt" Türk edebiyatında romantizmden gerçekçiliğe geçişin başarılı örneklerinden biri sayılır. Bu romanda bir paşazade ile bir cariyenin aşk öyküsü anlatılıır.
Yapıtları:
Öykü:
Küçük Şeyler (1892)
Roman:
Sergüzeşt (1889)
Oyun:
Şir (arslan, 1879)
Sohbet-Eleştri-Anı:
Rumuzu’l- Edeb (1900)
İclal (1923)