sonsuz
sonsuzluk atlaslarında dahi olamamış sınırların çizilmiş.
geçlerin çoğalmış üstelik karton evlerin dağılmış.
baştan savma kurgulanmış düzyazının dağınık hallerinde,
sessizlik fırtınaları çarparken göğsüne yokluğun kabarmış.
yerle gök arasına sığamaz dehlizlerdesin, kuşkulardasın!
gözlerinde kırpılıyor balık tutamayan çocukların umudu.
ölümün varlığı yanına usulca yanaşırken öteleniyor zaman.
bir sıkımlık canın var masalar almıyor, bozgunlar parlıyor.
ışıkları sönünce evimin çocukluk işte kuşlar dönüyor başımda.
eh biraz da ninniler söylenirken nasılsa yücelere çıkıyorum.
insan tutkuyla giderken ölüme iki kere ölüyormuş diyorlar.
öyle büyük de değil ama adın unutuluyor işte boşluklarda.