ROSA LUXEMBURG
şehir varoşsa unutulmaya; isimler ansızın bir çığlık
beynini yummak gibi pencereleri okşuyorken gözlerin
kazara güzelliğin; bilmediğin annenin gözyaşları, hatıra
siyah ne söylüyor hiç düşünmezken beyaza bir imtihan
safsatalar ve şehrin içinden sabahlar yitiriyor inanılmış şeyler
bilmiyorsun aşağılık bir mevsimde senli bir komitesin tamamen
zürih ve yağmur serpiştirirken yarısı yanmış fotoğrafları
özetlenmiş durumundayız şimdilik, şimdilik böyleyiz.
arkadaşlar polonya'da bir iki gün daha mutsuzlar, sonra;
gölgesine anlatamadığı şeyler insanın susarken kaldırımlara
bilinmez aslında sokakların dilinden ellerin ve sabahlar
bütün ilişkimiz kesilmiştir bu fotoğraflardan sonra bilinçle
yani arkadaşlar içerde kendilerine yeni gölgeler mi arayacaklar
bir şehirler arası otobüs yalnızlığı gibi kalırken hayat bu sokakta
bütün kitaplar yokluğuna konuşlanmıştır,
en kısa sürede hepsi kalabalıklaşacaktır.
devrimler gömülmüştür kaldırımlara yürürken
açılıp gidersen, demektir sonradan herkes aynı meydanlardan
geçer; buluşmalar ve bizi bir çırpıda unutan şehir;
yüzünün ortasında durmadan karşı çıkan bir bahsetmişlik
yelkensiz tekneler kadar yandaştır hayata!
sokağa seslendiğinde,
mezarbaşı anmaları gibi durdu zaman.