ELA MEVSİMİN
bir sen geldin
bir sen vardın
hep sana dedim
ben şurandaydım
bir yürek atımı soluğunda
boynun uzundu biliyorum
boynunun bittiği yerde tümülüslerin
sümerana bereketin
bir ela mevsimini geçirmek için
saçının billurundan
ıhlamur kokulu bir ankara’ydın
konstantinopol kadar dibindeydim sana ulanan
önce sol yanlı kuşatmalara sürgün sözlerin
fotoğrafların anlatmıyordu
sözlerinse gerçeğin
sesin gibiydi gelişin kendineydi
istiridyene inciydim tamamlamaya beni
sesinin yırtmaçlarında döküldü kapanıklığım
kendime geldiğim senmişsin meğer
07.03.2016 Pzt. 18.10