|
|||
---|---|---|---|
|
#31
|
|||
|
|||
![]() SULU AYNA Kalbim, sen hâlâ burada mısın? Şol bedende gurbette mi, sılada mısın? Alkol, taşikardi, panik atak Maceran bir gün tıp dergilerini çalkalayacak Kalbim, sen hâlâ burada mısın? Aklımı avuçladığım yerdeki o kanrevan kahrım Sevgilim ki, adının ilk harfini ancak hatırladığım Ağaçlara kazımak için şimdi kim uğraşacak? Ama yine de bir resmin olsaydı dönüp bakacak Gözlerime bulaştığı anda suluaynaların Kalbim, sen hâlâ burada mısın? Ahmet Erhan
__________________
bir yolcu\" |
#32
|
|||
|
|||
![]()
Masal Masaldır:
Erhan gelir gider oralara buralara Uçaktan korkar, bu nasıl gitmek Gece otobüslerinde yolları doldurur gözçukurlarına Turuncu bir kar yağınca Belki trenlere binecek Masaldır: Kitapların başında uyuşuk bir tazı Damarlarına eklenecek bir kimya bekleyecek Bütün elifler mertek, alfalar pozitivist Bıkkın bir Latin gibi alfabeden tüyecek Yalandır! Bir elinde kalem, öbür elinde sigara İnadına hep tütecek... Ahmet Erhan Kunduz Düşleri Dergisi Nisan 2000 sayısı
__________________
olmaz hayal bizimkisi olurundan bin güzel... e.g. |
#33
|
|||
|
|||
![]()
Merhaba Emre Bey,
Yazılarınızı, yorumlarınızı, şiirlerinizi, eleştirilerinizi pürdikkat izliyorum ve beğeniyorum.Yazınsal / estetik seviyenizin yüksekliğinin yanında, toplumsal / etik tutarlılığınızla da seviyorum sizi. Demokrat-devrimci kişiliğiniz, örneğimizdir.O halde, onca kişinin yapıtını yorumladım da, sizi neden mi yorumlamadım bugüne gelinceye değin? Beni anlayacağınızı umarak açıklayayım: Sitenin yönetiminde olduğunuz için. Bir ucundan da olsa "iktidarda(!)" sayılırsınız benim için. Hakkınızda söyleyeceğim bir sözdizimi, "yalakalık" sayılacak diye ürktüm. Ancak, sitede yazan hakikaten içtenlikli arkadaşların size ilişkin tavırlarından da çıkardığımca, siz iktidardayken de muhalifsiniz, hem de sivridillisinden. Dolayısıyle ve hele, bir de benim, şiirlerinin üstüne titrediğim, 1980 Kuşağı'nın prensi Ahmet Erhan için yazdığınızı görünce, dayanamazdım daha. Bu satırlar size armağan ve helâlolsun. Sevgilerimle...
__________________
insan ki, tüy kadar hafif, dağ kadar ağırdır. |
#34
|
||||
|
||||
![]() Sevgili daimon, Şiirakademisinde eksikliği hissedilen bir alanda, cesaretle, bilgi ve birikimli, donanımlı, ayağı yere basan, içi dolu, yol gösteren eleştirilerinizle kocaman bir boşluğu doldurdunuz. Teşekkürler. Ürünlerim paylaşıma açık olduğuna göre eleştiriye de açıktır. En acımasız şekilde eleştirebilirsiniz. Bu durum beni üzmez, aksine sevindirir. Sadece "övmen"lik yapan kişilerin sözlerine itibar etmem. Eleştirmen sanatcının en yakın dostudur ve dost acı söyler. Eğer acı söylemez ise sanat olmaz... Herkes takdir edilmek ister. Üreten kişi, ürettiği oranda takdir edilme hakkı kazanır. Her yazılanı sınırsızca öven sözler en çok da ürününü paylaşan arkadaşa zarar verir. Olmayan bir şeye şiir demek, arabesk söylemleri, şiirimsileri şiir saymak, yazan kişiye yapılmış kötülük değilde nedir? Evet, sitede bir yönetim olması gerekiyor. Bu yönetici kesimin elinde işleri yürütme açısından bir erk var, birileri yönetim gücünü elinde tutmalı. Yayın kurulunun 20 ye yakın editör arkadaşımızla paylaştığı bu yetkiyi, geçici bir süre için üyelerin verdiği bir yetki olarak görüyor, bu yetkiyi onlar adına kullanmaya çalışıyoruz. Ortada görünmeden... Amacımız her geçen gün niteliği yükseltmek. Tek kaygımız var nitelik... Başka siteler gibi "Ne olursan ol gel" demiyoruz, "Nitelikli ürün paylaşımı yapacaksan gel" diyoruz. Haklı, ayakları yere basan, yol gösteren, hakaret, aşağılama, küfür içermeyen eleştirilerde yönetim olarak eleştiren kişiden yanayız. Çünkü eleştirmek üretmekten daha zordur, daha çok emek ister... Buradan tüm dostlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Genç arkadaşlarımız var. Daha yolun başında olan, eleştiri ışığına gereksinim duyan, şiir ve öykü dilinin oluşması aşamasında arkadaşlara yol gösteren eleştirilerde bulunalım. "Övmenlik" değil "yermenlik" de değil... Ürünün yerilecek yerini görüp yerebilecek, övülecek yerini görüp övebilecek, eksiğini görüp söyleyebilecek birikimde olanarkadaşları göreve çağırıyorum. Bu işi bir iki kişiden beklemeden...
__________________
ellerin kına türküsü dokunsam iliklenir parmakların parmaklarıma Â*emre gümüşdoÄŸan |
#35
|
|||
|
|||
![]()
Cellat
Sanırım bitiyor artık Bu serüven, bu yaşam Eski bir dost kılığında Ve dönüp bakmadan Dört yönden, aynı anda Vuruyor rüzgarlar Böyle ayakta durabiliyorum ancak Poyraz, lodos, karayel Şiirler okuyorum Yatağında uyuyan oğluma O bir su damlası gibi Gülüyor katılırcasına Artık çok geç Yağmurun izini sürmek için Gençliğimin solduğu sokaklarda Ağır ağır ip sıkıyor cellat Uyanıyorum Kendi elim boynumda... Ahmet Erhan
__________________
bir yolcu\" |
#36
|
|||
|
|||
![]()
Bir Resim Olarak
Önceden bir tutam hüzündüm-işte nasıl bilirsen Ayaklarımı savurur da sonra toplardım sokaklardan evlere Akşam olurdu;eşiklerde durur boyası dökük kapıları aralardım Aklımda binlerce kitap adı ve binlerce şiirle. Eski püskü bir resim olarak kimliğimde taşıyorum şimdi çocukluğu Ceplerimde papatyaları unutmaktan sanık ellerim Bir ırmağın kaynağında dinelip,denize kavuşmayı düşlüyorum gün boyu Kulaklarımda uğultusu motor seslerinin. Göğün saçlarımla dalaştığını bilmesem ,buna bir ad verirdim Sofrada beni bekleyenlere ağaçları gösterirdim ya da Çiçekli masa örtüsüne aldanarak dönüverirdim o kırlara Vitrinlere cepleriyle bakan insanları görmesem,buna bir ad verirdim Aklım her gün sorularla sorularla uğunmasa Belki de dünyayı bir anahtar deliğinden gözlemekle yetinecektim Önceden bir tutam hüzündüm-işte nasıl bilirsen Ayaklarımı savurur da sonra toplardım sokaklardan evlere Akşam olurdu;eşiklerde durur boyası dökük kapıları aralardım Aklımda binlerce kitap adı ve binlerce şiirle... Ahmet Erhan doğum gününde iyi dileklerimle, sevgiyle kalın Ahmet Bey,
__________________
bir yolcu\" |
#37
|
|||
|
|||
![]()
ÖYLESİNE BİR AŞK ŞİİRİ
Gözlerin ipekyoludur ömrümün Akasya yüklü kervanlar geçer Çan sesleri arasında bir fener Yanar söner yanar söner yanar söner Gözlerin ipekyoludur ömrümün Kentin en kalabalık yerlerinde Dörtnala koşan bir at gibi Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün Hayatı teğellemek yepyeni bir güne Ve sonra sökmek uzun uzun Gözlerin ipekyoludur ömrümün Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider Düşülür her şeyin altına bir tarih Soluksuzum günlerdir geceler uzar Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar Başıma gelecekleri bile bile yürürüm Hilton Oteli'nde hu çekerim huuu... İşte hırkam ben de bir dervişim Asamı vestiyerde bırakmak zorunda kalırım Nescafeyi konyakla kardığım günler gecelerdir Bakarım gözlerine eğnim silkelenir Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem Konuşamam ağlayamam bağıramam Neden gece her gecenin ardından gelir Gözlerin ipekyoludur ömrümün Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası Sen Ben ve Deniz bir de rüzgârın örttüğü gençliğimiz Sen Ben ve Deniz. Sen Ben ve Deniz... Ahmet Erhan |
#38
|
|||
|
|||
![]()
Limon
Seninle aynı lojmanda, bana bir ev verseler İstifa ederdim şerefsizim, gerçeklerimden Sabah geç, akşam erken Giderim, gelirim Haberim bile olmazdı saatlerden Sen bir kompartıman dolusu insansın Havva'nın 20. yüzyıla aktarılmış renkli fotokopisi Sen ey bir zamansızlıksın ki... ne zaman geleceksin Her yerlere erken gelmekten rötarlı Alnımda 1 sivilce büyüdü yokluğunda 3 kasa bira, 18 paket Camel, 23 damla gözyaşı Simyadan kimyaya iltica etmiş rönesans yüzüm Her geçen gün biraz daha kazıdı aynaları Altından ne mi çıktı?. 24 ayar hüzün Ben bu geceyi bitiririm de, aydınlık nerde Bu da güya aşk şiiri, realizme seyrediyor İş, ekmek, hürriyetle doldurdum seyir defterimi Baktım ki iş ekmeğe, ekmek hürriyete yabancı Bu alçak ironiyle yatmasam, ben intihar ederdim Benzemezdi bu alacakaranlıktaki Ülke'nin en eski baskısına Ederdim sonra Cumhuriyet'in uzak bir köşesinden sizi seyrederdim Bir gün için votkanıza limon oldum iyi ki... Ahmet Erhan |
#39
|
|||
|
|||
![]()
Åžair
Gözyaşım katmerlenir avucumda Bir gül açar delimtrak Kalbim göğsümdeki payanda Bu gece sarılıp yanyana yatsak Yalnızlığı suvuran şu sokaklar Tekil ayakseslerinin çoğul sessizliği Ülkenin damarlarına ekmişler Bir ölçek korku, bir ölçek ölü gözü Ve Türkiyede şair olmak Her ahval ve şeraitte gülünç bir şeydir Çünkü vatanın bütün kaleleri zapt olunmuş Ve bütün tersanelerine girilmiştir Yağmurum kalakalır kapımda Yarımyamalak bir hüzün rakıyla çiftleşir Salaş meyhanelerde yüzler morarınca Yalnızlığım aklanır, süt gibi olur. Ve Türkiyede şair olmak Gerçekten gülünç bir şeydir: Kutuplarda yangın! Kalbim, bugün başka biriyle çıkma Kötüyüm dalsızım duraksızım... Ahmet Erhan
__________________
olmaz hayal bizimkisi olurundan bin güzel... e.g. |
#40
|
|||
|
|||
![]()
k***246;t***252;y***252;m dals***305;z***305;m duraks***305;z***305;m....***252;stattan
5 k***305;tada t***252;rkiye traji-sosyolojisi.... te***351;ekk***252;rler....
__________________
' kaybedemiyorsan bu bir oyun değil demektir ' .. s.rusdıe |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|