|
|||
---|---|---|---|
|
#21
|
|||
|
|||
![]()
Genç, düğünün başladığı gün kamyonuyla kaza yaparak hayata veda etmiştir.
Çeyizim sandıkta basılı kaldı Kınalar ellerde yakılı kaldı Bayrağım ağaçta asılı kaldı Düğünüm mahşere kaldı neyleyim? Babam resmimi de duvara assın Yavrum dedikçe de resmime baksın Ilıdı suyum da getirin tasın Düğünüm mahşere kaldı neyleyim? |
#22
|
|||
|
|||
![]()
YEMEN AĞIDI
Mızıka çalındı düğün mü sandın Al yeşil bayrağı gelin mi sandın Yemen’e gideni gelir mi sandın Tez gel ağam tez gel dayanamıyorum Uyku, gaflet basmış uyanamıyorum Ağam öldüğüne inanamıyorum Koyun gelir kuzusunun adı yok Sıralanmış küleklerin sütü yok Ağamsız da bu yerlerin tadı yok. Tez gel ağam tez gel dayanamıyorum Uyku, gaflet basmış uyanamıyorum Ağam öldüğüne inanamıyorum Ağamı yolladım Yemen iline Çifte tabancalar takmış beline Ayrılmak olur mu taze geline Tez gel ağam tez gel dayanamıyorum Uyku, gaflet basmış uyanamıyorum Ağam öldüğüne inanamıyorum Bu ağıt yeni gelinin yemende şehit düşen eşine yaktığı ağıttır. |
#23
|
|||
|
|||
![]() ÇANAKKALE AĞIDI (Afyon'un Emirdağ ilçesine bağlı Suvermez köyünden Devecioğulları sülâlesinden, Macar Lâkaplı Salih, Çanakkale'de şehit olunca, annesi tarafından yakılan bir ağıttır.) "Hücum!.." demiş Alamanın zabiti, Yavrumun kefeni asker kabutu, Salına girmeye yoktur tabutu, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? Topun dumanı da ağmış havaya, Gözlerim yavrumu dönmez sılaya, Goltuğuna girmiş çifte sıhhıya, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? Çanakkale nerde, Suvermez nerde? Her ana dayanmaz bu zalim derde, Ahmed'in babasız eğlenmez evde, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? Derin imiş Çanakkale deresi, Goygunumuş şehidimin yarası, Acıya dayanamaz garip garısı, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? Senin yavrum beşik ile belede, Yâdigarın galdı yavrum geride, Bir gelin eğlenmez ıssız bir evde, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? Bir günüm doğar da, bir günüm batmaz, Şu ıssız evlerde bir gelin yatmaz, Oğlumun yerini kimseler tutmaz, Yoksa yavrum seni vurdular m'ola? Kefensiz gabire goydular m'ola? |
#24
|
|||
|
|||
![]() ALTINIMI BEN BOYNUMA DİZERİM (Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesine bağlı Hamzahacılı köyünde, Ailesi tarafından sevdiği gençle evlendirilmeyen ve zorla amcasının oğluna verilmek istenen Rabia adlı genç kız, intihar etmeden önce kendi ağıdını böyle yazmış.) Altınımı ben boynuma dizerim, Ağlayı ağlayı destan yazarım. Zorunan kötüye veriyor babam, Ölümünen olsa gene bozarım. Aldım helkeleri giderim suya, Aman zalim babam ben varmam ona. Üç gün evvel söyledim de anama, Dördüncü günü deağlarsın bana. Yaşmağım bozuldu, bağlayamadım, Derdimi ellere söyleyemedim. Ahretim Döndü'nün yanına vardım, Babası var imiş, söyleyemedim. Keşif geldi kapımıza dayandı, Sarı saçlar fışkılara boyandı. Sana diyom sana; ey zalim baba! Biricik kızına nasıl dayandı. Evimizin önü üç dallı kiraz, Bir yanı kırmızı, bir yanı beyaz. Kutnu yorganlarda yatamaz iken, Fışkının içinde ne aman ayaz.Edited by: Zeki Çalar |
#25
|
|||
|
|||
![]() DİREKTEN TUTMUŞ DA YAKMIŞ ELİNİ (Ayfonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde bir ailenin tek erkek çocuğu olan Ceylan Elmas, elektrik çarpması sonucu ölünce, dayısının kızı tarafından yakılan bir ağıttır.) Direkten tutmuş da yakmış elini, Yetişip de soramadık halini. Neyimiş halam da oğluyun suçu? Savcı, polis çevirmişler yanını. Bir bavulda kitapları basılı, Kendi resmi başucunda asılı. Kurbanlar olurum gademsiz halam, Gayri Ceylan'ından ümit kesildi. Hemi berber idi, hemi talebe, Düğün mü ediyon, başın kalaba. Gurbanlar olurum garip Ceylan'ım, Halamı goyup da gitme mezara. |
#26
|
|||
|
|||
![]() Aşağıdaki alıntılar sn.Sabiha Tansuğ'un Türkmen köylerinde ölüm töreni yazısından alınmıştır. Ağııt,yüreği acılı kadının o anda duygularını yüksek sesle dışa vuruşudur. En acıklı ağıt oğlunu, kızını,bebesini yitiren analar ve bacılarla kocasını kaybeden eşler yakarlar. Bazen de ağıt "istek üzerine" başkaları tarafından söylenebilir.örneğin bir Ege köyünde Eşe kadın şöyle anlatmıştı: "Ben kız iken,komşumuz zala ölmüştü.Zala nenenin yakınları,anamdan ağıt yakmasını istemişlerdi.Anam iyi ağıt yakardı. "İşte orada herkes toplandı ve anam ağıta başladı, Yüksek dağların oduncusu Engin ovaların otçusu diyerekten.. "Köylerde kadınlar,dağdan bağdan odun toplarlar,sırtlarına vurup evle- rine getirirler.Ovalardan çeşitli otlar toplarlar.Anam da Zala nenenin ömrü boyu ot toplayışını,odun getirişini ağıtla dile getiriyordi ki,birden şöyle deyiverdi Bakırımızı da çaldın Çolak Ahmet'in karısı Çünkü bir zamanlar Zala nene anamın bakırını almış,geri vermemişti.Bu "ağıt'ı köyde hala unutmazlar.." ***** Ölen bir delikanlıya anasının söylediği ağıt: Sevdiği güzeli beraber sevdiğim kadersizim. Eşeği dama bağlı kalan, Baltası duvardaasılı kalan, Gözü güzel kızlarda kalan, Mistanım ***** Beş yaşında ölen kızı için anasının yaktığı ağıt: Evimin duldasına(kuytusuna) evciğini kurduğum Elindeki bir dilim ekmek üzerine domat suyu sürdüğüm Akşam sekizde ,arkam şelekli eve geldiğimde, Kapının önünde uyurkene bulduğum Güzelin anasıyım |
#27
|
||||
|
||||
![]()
eskiden bir genç ölse; analar bacılar ağıt yakarlardı yanık sesleriyle, yıllarca yasını tutarlardı zamansız sonsuza gidenlerinin.
artık savaş ; yaşa başa bakmadan, dünyayı toptan gömüyor düşmanlığın ağulu ateşine de, kime ne zaman ağlayacağını şaşırıyor insan, sadece isyan ediyor ölümlere... bırakın geride kalıp acının tadını çıkarmak için ağıt yakmayı; kim ve ne olduklarını anlayamadan, türkü söyleyecek, şiir okuyacak zamanları olmadan ölüyor gençler... çocuklar büyüyemiyor, hatta yürüyemiyorlar bile... okumayı yazmayı öğrenmeden, sarı siyah bukleli saçlarına kanlı gözyaşları bulaşıyor, yarıaçık gözlerini bırakıp içimize, sitemli gidişler kazıyorlar tarihe... ağıt neydi?
__________________
ayaklar çırpınırken, dansediyor eller... Konu san_ tarafından (17-01-2009 Saat 07:40 ) değiştirilmiştir. |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|