|
|||
---|---|---|---|
|
#291
|
|||
|
|||
![]()
Sabah
Yarı açık pencere bir yüzü içeriyor engin denizin üzerinde. Güzel saçlar eşlik ediyor yumuşak ritmine denizin. Anılar yok bu yüzde. Yalnızca kaçak bir gölge, bulutlarınki gibi. Gölge nemli ve tatlı, kumu gibi el değmemiş bir mağaranın, günbatımında. Anılar yok. Yalnızca bir fısıltı - anıya dönüşen denizin sesi. Günbatımında yumuşak suyu şafağın, ışığı emen, yüzünü aydınlatıyor. Her gün, zamansız bir mucize, güneşin altında: Tuzlu bir ışık dolduruyor onu ve deniz canlılarının kokusu. Anı yok bu yüzde. Onu içerecek sözcük yok ya da geçmişe bağlanacak. Dün, kısa pencereden yok oldu, tıpkı birazdan yok olacağı gibi, hüzün olmadan ve insan sözü, engin denizin üzerinde. (9-18 Ağustos 1940) Cesare Pavese Çeviren: Kemal Atakay
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#292
|
|||
|
|||
![]()
Kaçak
Işıkları bir yakıp söndürme Kaptan beni korkutamazsın Beni kimse korkutamaz artık durduramaz bu yerlerde Çünkü aklıma koydum, çünkü kaçacağım Karanlık kişiler yolları tutmuş sürekli bekliyorlar Yakalasalar bir - yengeç kollarıyla - hesap tamam Ola ki bir şeyler yapmadım bir şeyler beklemedim onlardan Kendimce yaşamak istedim salt-bırakmadılar. Mutluluk yalanlarına inanmadımsa Neden suçlarlar beni sorumlu kendileri aslında. Sen de gezemezsen sokaklarda sere serpe Yedi rengin yokluğunda evden hiç çıkmasan Sesli düşünürken kırılsa ortasından kalemin Kendini dinleyip dinleyip de kahretsen her şeye Bu çıldırtıcı yalnızlıkta boğulduğum yetmez gibi Kanına ekmek doğrasalar üç öğün - dediler kodularla Böylesine kavga, böylesine insanlık, böylesine anlayış Tasarladığım yaşantıyı tasalı sonlandırsa ilk baştan Üstelik parsları utandıran bir bakışla Kaptan Kasap çengelindeki ete değil sana baksalar İşte o zaman - asıl o zaman - başlardı yıkıntın Bunalmışlığımın nedenini anlardım Bu güne dek nasıl direndimse yine direnmek mümkündü ama Ne olduysa seni gördükten sonra oldu Ambarıyla güvertesiyle gemini gördükten sonra hem Falımda uzun yollar çıkıyor o günden beri Bir başka sesleniyor tuttuğum şarkılar hep Unutmak için her şeyleri kaçıp kurtulmak için her şeylerden Alınmış sabahların uykusuz rüyalarınca Görmediğim ülkelerin isterik çağrısına koşuyorum şimdi. Bırak Kaptan rahat bırak ışıklar yansın Ben de bilmiyorum kimliğimi sorma bana Nerede ineceğimi hele hiç Yalan söyleyemem diyorum yorgunum diyorum sorma başka şeyler Suçsuzum, parasızım, kaçağım bütün bildiğim bu - beni anla Anla artık uyuyacağım yeri göster. Türkan İldeniz
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#293
|
|||
|
|||
![]()
Kesilmiş Üç Ağaç
Üç idiler. (Baltalarıyla geldi gün) İki idiler. (Sürüklenen gümüş kanatlar) Bir idi. Hiç oldu. (Su çırılçıplak duruldu.) Federico Garcia Lorca Seçme Şiirler s. 64 Türkçesi: Adnan Özer
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#294
|
|||
|
|||
![]()
BİLİ
Kime sorsan, Evinde bir oda eksik. Özdemir Asaf / Bir Kapı Önünde s.29
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#295
|
|||
|
|||
![]()
DEV AYNASI
Boşuna uğraşma Büyüklüğünü göremezsin Bu dünyada Sana göre ayna yok. Ümit Yaşar Oğuzcan Akıllı Maymunlar s. 89
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#296
|
|||
|
|||
![]()
ATOM DEVRİ
İnsanlığın üç devri: Taş devri Tunç devri Utanç devri Ümit Yaşar Oğuzcan Akıllı Maymunlar s.53
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#297
|
|||
|
|||
![]()
İstemeden Askere Giden Bir Askere Şiir
Korkmaktan korkarak gitti oraya (Aman tanrım, köyümde bıraktım kadınımı...) Utanarak gitti oraya. (Aman Tanrım, belki de bir çocuk öldüreceğim, benim de iki yavrum...) Oraya gitti başkası istedi diye. Oraya gitti ama ne cesareti onundu ne de nefreti-hiç onun olmamıştı ya Başkasının öfkesi bulaşınca ona o da öldürdü, öldürdü. Ta ki bir gün -bir hakaret gibi gelen tam güneşi varken, umudu varken kadını varken oğulları anası ve mektubu her şey varken tepesine düşene dek gagası sarı kuyruğu kırmızı korkunç bir kahkaha ile el bombaları. Rui Nogar Türkçesi: Gürhan Uçkan
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#298
|
|||
|
|||
![]()
YANAN BİR SİGARA
Bu küçük kara çocuk paketten bir sigara çeker gibi geldi dünyaya ve yakıldı. Bakar yükselen, kıvrılan, dağılan duman olmuş umutlarına sonra, Hiç. Büyür sigaranın külleri gibi büyür, hem uysal, hem savunmasız. Ve ezilip söndürülür. Mongane Wally Serote Türkçesi: Eray Canberk
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#299
|
|||
|
|||
![]()
Durdurun Yalanları
İsterim hep, Umutsuzluk çığlıklarını değil Özünü duymanı sözcüklerin, Çatık kaşlarımdan okunan. Bir yeni sesin Haykırışlarını taşıyor çünkü gövdem. Dursun istiyorum yalanlar. Bırakın yoksulları beslediğinizi anlatmayı Çünkü siz çıkardınız açlığı Altın çukuruna akıttığınız kanımı. Dursun istiyorum yalanlar. Bırakın kurduğunuz okulları saymayı, Çünkü siz çıkarttınız cahilliği Yalnızca bana göre bir eğitim kurarak. Dursun istiyorum yalanlar. Bırakın göstermeyi hastanelerinizi, Çünkü siz çıkardınız hastalıkları Emeğime açlık ücreti ödeyerek. İsterim hep, Beni gözün abartmaları ile değil Tanrı'nın yarattığı gibi görmeni, Varlığının nesnelliğinde somutlanan. Çünkü yere basıyorum ayağımı sıkıca Evrendeki tüm insanlar gibi. Sipho Sepanla Türkçesi: Engin Koparan
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
#300
|
|||
|
|||
![]()
SESSİZ ŞEHİR
Bir şehir vadinin içinde Solgun bir gün geçip gitmede Ne yıldız, ne de ay, çok geçmeden Gece belirecek gök ülkesinde. Sisler iner bütün dağlardan Uyuyan şehrin üstüne Ne bir ev, ne bir dam, ne de bir çatı Ne bir ses yükselir dumanlardan Ne köprü belirir, ne kule. Gene de yolcu korkuya düşünce Küçücük bir ışık parıldar derinde Dumanlar içinden, sisler içinden Bir övgü şarkısı yükselir göğe Bir çocuk ağzından. Stefan George Türkçesi: Selahattin Batu
__________________
gökyüzüne sürülmüş ölüm ruju / hatırlarım o günden beri güneşin boynunda kapalı yazısı...b.y. |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|