|
|||
---|---|---|---|
|
#31
|
|||
|
|||
![]()
Söyle Gökyüzü
Acıyı kim neyler Neyler kasabayı şehirli düşünceler, Acı, yığından bir tel çeker gibi Kayıp gider götürerek kendi nedenlerini. Aşktır, acıyı kim neyler Peçe altında gezer sevişerekten, Ben çok gördüm çok gezdim çok sevdim Gönlümde sen olan kuyuyu bildim. Gönlünde kuyuyla acıyı kim neyler Süzersin acıyı gövdende bırakarak, Tortu atılmaz, yanık onmaz, toz yunmaz Çıkrık çalışır bir eğlentiyle. Kuyu kalır çölde bir olanak olarak Yer altı sularını birleştirir gibi Acı, katmandan katmana kuyudan kuyuya Gelenek olur ve alışkanlık yaratır. Çıkrığın gıcırtısı müzik gibi inler Kova deliktir lafolsun diye işte, Eskil bakışların tirşesi yeter Aşktır, söyle, acıyı kim neyler? Ali Cengizkan
__________________
olmaz hayal bizimkisi olurundan bin güzel... e.g. |
#32
|
|||
|
|||
![]()
Gökyüzünün Fıskiyesi
anladım aramalıyım gökyüzünün fıskiyesini gülleri ve gökkuşağını bulmak için unutulmuş viranelerinde göğün yakılıp yıkılmış köyler bulmalıyım ağlamaya hazır yeni doğmuş çocuklar hoyrat savaşın ölüleri arasında acıdan yapılmış çiçekler saf beyaz çiçekler çoğalan çiçekler boynu bükük çiçekler dağ sularıyla açan yabanıl çiçekler kurşun yanığı çiçekler gözyaşlarından yas uçuran çiçekler aramalıyım ay ışığında gölgelerin giysileri içinde okyanusta bir kayık olduğumu biliyorum kayığın gökyüzüne değen sesi olduğumu aramalıyım bulurum nasılsa kimselerin aramadığı şeyi uyruğu ipek ve maden olan yeryüzünde tuzu ve tohumu buğdayı ve meyan şerbetini çarşılarda gül üzümünü soylu toprağımda anladım bu dünyada varolduğumu yapraktaki ağacı, sudaki balığı kuştaki gökyüzünü, arınık çığlığımı, bir fide götürmeliyim bu yüzden hiç susmayan rüzgârın çanını dere yataklarından gökyüzünün çimenini gece çocuklarına anladım ki arınmalıyım bu yaz düşlerimde bile olsa toplamak için paramparça olmuş köklerimi toprağın altında anladım ki arınmalıyım bu yaz bulmak için güneş taşını denizin derinlerinde, deniz ve gök kırılmış bir ışıkta birleştiğinde anladım gökyüzünün çayırına bakarak gezegene ve ıssız yıldızlara kaldırımlara istasyonlara su yollarına bir gölgede bir bahçede gül ışığına ay ışığında soluklanan geceye, samanyoluna bakarak anladım çocukları peki şimdi ben neredeyim sonsuzluk denizinde yıldızlar nerede, güneş nerede ama işte biliyorum ki kentin karabasanı üzerimde gölgeyi giyindim, kara yakılar süründüm sana geldim cırcırböceği bürünüp dünyanın o güzel biçimlerine sana geldim döşeğimden doğrulup gökyüzünün sonsuz fıskiyesi al beni de koynuna uçurumlarına, gök kıyılarına, yirminci yüzyıldan kara yıllardan geldim durgun bir ırmaktım önceleri akasyalardan iğdelerden geldim nasılsa bulurum seni ey gökyüzünün rezil çiçeği Bahçe Dergisi Sonyaz 2001 sayısı Ahmet Ada
__________________
olmaz hayal bizimkisi olurundan bin güzel... e.g. |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|