Ağıtlama
Özümü yüzünde yudum
Alımı bozunda buldum
Arı yüzde ak buğday ten
Ala çiçek, püskürme ben
Tırnağında diken çizik
Parmağında altın yüzük
Tütünleri döşek ettik
Kıratı uşak ettik
Gönenmedi körpe yüzü
Kara kakül dönenmedi
Uğrattılar yolumuzu
Dalımızı eğrelttiler
Aşamadık kabuğunu
Çabuğunu bilemedik
Öfke atlı nefret yayan
Zindan oldu sabahımız
Halayına durak derken
Girdik mezar alayına
Pamuğu verdik yazıya
Sızıya gömdük kamayı
Tütün tüttü gün öttü
Yorgan örttü yıldızları
Harmanı yel götürdü
Ateşe vurduk samanı
Talan oldu bağ bahçemiz
Doğrumuz hep yalan oldu
İbibikler çeker demi
Pusularda yağdı mermi
Bıyıkları batmış kana
Yağlı kurşun gelmiş cana
Köşe bucak kıyı kenar
Ova bayır tutar yasın
Bin atına çık dağlara
Duyan arkandan ağlasın
Yaraya fitil işlemez
Kızlar büründü karaya
Çam büküldü mezarına
Söz söküldü uzarına
Ateşe değdi benzin
Obayı sardı yangın
Yiğidi solduran sebep
İster yerin, ister övün!
Acıları sağılmazmış
Dert ortaya yığılmazmış
Zorun gahrını çektik de
Ter dökmedik kolayınan
Mavzerine kar yağası
Bu muydu yiğidin pahası
Zulme komadan öcünü
Çekti öteye göçünü
Güvercin kondu sekiye
İnadım çıkmış ikiye
Sıkılanmış hasretime
Boşalttılar bir tarağı
Sanırsın dağ yıkıldı
Döküldü güne zifir
Sebep n(e) ’ağa ne efendi
Bu bozuk düzenin fendi
Yüreği dağ, gönlü ova
Yücelere kurdu otağ
Ellemen yara derin
Kendi gitti gölgesi sağ
Dağdan kopardı şanını
Canını verdi toprağa
Göçün kalka kara hışım
Yitiresin vatanını
Silkelendik özneyinen
Eşelendik nesneyinen
Ali Ziya Çamur
Bu şiiri, Gaziantep’in İslâhiye - Nurdağ yöresinde dinlediğim ağıtlardan esinlenerek yazdım. Bu ağıtların çoğunun şairi, ciğeri yanan analar, bacılar, gelinler, kadınlarımız.... Şiirdeki imgelerin çoğunu onlardan derdim. Benim yaptığım, belki kıyıda köşede kalmış bu inci tanelerini gerdanlığa dizer gibi dizelere dizmek oldu. Bu imece- ağıt'ı, toplumsal savaşımda yitirdiklerimizin anısına sunuyorum.
http://aziyacamur.sitemynet.com/Edebiyat
http://www.blogcu.com/emeginsanati
Edited by: ışıkçam